Evlilik dışı doğan çocuk açısından velayet, aile hukuku açısından evlilik birliği içinde doğan çocuktan farklı düzenlemelere sahiptir. Ayrıca; özel koşullar altında, evlilik dışında doğan çocuğun velayeti değişiklik gösterebilmektedir. Ancak; bu özel durumlar, çeşitli yasal prosedürlere dayanmaktadır. Bu sebeple, bu yazımızda evlilik dışı doğan çocuğun velayeti hususunu detaylıca ele alacağız.
Velayet Nedir?
Velayet, ergin olmayan 18 yaşından küçük çocukların veya ergin olup mahkemece kısıtlanan kişilerin bakımının ve sorumluluğunun üstlenilmesi için anne ya da babaya verilen bir haktır.
Evlilik Birliği içinde Doğan Çocuğun Velayeti
Anne ve baba evli ise, evlilik birliği devam ettiği sürece anne ve baba velayet hakkı ortak kullanır. Ancak; boşanma halinde, mahkeme eşlerden birine velayet hakkı tanınır.
Evlilik Birliği Dışında Doğan Çocuğun Velayeti
Evlilik birliği dışında doğan çocuk ana ve baba evli değildir. Dolayısıyla, evlilik birliği dışında doğan çocuğun velayeti, mevzuat gereğince anneye bırakılmıştır. (TMK m. 337) Çünkü, çocuğun doğumuyla çocuk ve annesi ile arasında soybağı kurulur. Bu sebeple, evlilik dışı doğan çocuğun velayeti başka işlemlere gerek kalmaksızın annededir.
Ancak; küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa hakim, çocuğun menfaatine göre vasi atar veya velayeti babaya verir. (TMK m. 337)
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Nüfus Kaydı Nasıl Yapılır?
Nüfus kaydı, çocuğun kimlik bilgilerinin yasal olarak kaydedildiği süreci ifade eder. Çocuğun doğumunun resmi olarak belgelenmesi, yani nüfus kaydının yapılması, ile çocuğun yasal haklarına erişmesi sağlanır.
Nüfus kaydının yapılması için, öncelikle yetkililer doğum bildirim formu doldurur. Doğum formunu, annenin doğum yaptığı hastane düzenleyecek ve verecektir. Bu form çocuğun doğum tarihi, doğum yeri, anne ve baba bilgileri, cinsiyeti gibi bilgileri barındırır. Genellikle; yetkililer doğum formunu, doğumun gerçekleştiği hastaneye veya belediyeye teslim ederler. Ardından, çocuğun kimlik belgeleri hazırlanır. Daha sonra ise, Nüfus Müdürlüğü’ne başvuru yapılır ve randevu alınır. Son olarak, hazırlanan belgelerle müracaat edilmesi ile de çocuğun nüfus kaydı gerçekleşir.
Baba Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayetini Alabilir mi?
Babanın çocuğun velayet hakkını kullanabilmesi için, sonradan baba ile çocuk arasında soybağı ilişkisi kurulması gereklidir. Türk Medeni Kanunu’na göre Bu soybağının kurulması, şu 3 şekilde mümkündür:
Babanın Evlenme Yolu ile Evlilik Birliği Dışında Doğan Çocuğun Velayetini Alması
Anne ile babanın sonradan evlenmesi halinde baba ile evlilik dışı doğan çocuk arasında soybağı kurulur. Evlilik dışında doğan çocuk, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi halinde kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olur. (TMK m. 292) Yani, evlilik birliği kurulmasından itibaren çocuğun velayeti anne ile baba tarafından ortak olarak kullanılacaktır.
Babanın Tanıma Yolu ile Evlilik Birliği Dışında Doğan Çocuğun Velayetini Alması
Tanıma ile, baba ve evlilik dışı doğan çocuk arasında boy bağı kurulur. Babanın, nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmi senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla tanıma gerçekleşir. Tanıma beyanında bulunan kimse küçük veya kısıtlı ise, veli veya vasisinin de rızası gereklidir. Başka bir erkekle soybağı bulunan çocuk, bu bağ geçersiz kılınmadıkça tanınamaz. (TMK m. 295)
Babanın Mahkemenin Belirlemesi Yolu ile Evlilik Birliği Dışında Doğan Çocuğun Velayetini Alması
Anne ve çocuğun mahkemeden babayla çocuk arasındaki soybağının tespitini istemesi mümkündür. Davacı, davayı babaya karşı açar. Fakat; baba ölmüşse, mirasçılarına karşı açar. Mahkeme, babalık davasını Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar etmektedir. Ancak; ana davayı açmışsa, mahkeme kayyıma babalık davasını ihbar etmektedir. Diğer taraftan; kayyım davayı açmışsa, mahkeme babalık davasını anaya ihbar etmektedir. (TMK m. 301)
Evlilik Dışı Doğan Çocuk Soyadını Kimden Alır?
Türk Medeni Kanunu’na göre, evlilik dışı doğan çocuk, annenin soyadını alır. Ancak, çocuğun babasının soyadının alabilmesi baba ile çocuk arasındaki tanıma işlemine bağlıdır. (TMK m. 321) Çocuğun babanın soyadını alması ise, ancak baba ile arasındaki soybağı ilişkisinin kurulmasıyla mümkündür.
Evlilik Dışı Doğan Çocuk İçin Nafaka İstenebilir mi?
Evlilik dışı doğan çocuk ile baba arasında soybağının kurulmasıyla, annenin mahkemeden ortak çocuk için iştirak nafakasına hükmedilmesini talep etmesi mümkündür. Bu sebeple, küçüğe fiilen bakan ananın veya babanın diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açması mümkündür. (TMK m. 329) Bu doğrultuda; hakim nafakanın miktarına, çocuğun ihtiyaçları ve ana ile babanın ekonomik koşulları göz önünde bulundurularak hükmeder. Çünkü; mahkeme, çocuk hakkında her konuda olduğu gibi nafaka hususunda da çocuğun üstün yararı ilkesi gözetmek zorundadır.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Velayeti ile İlgili Yargıtay Kararları
Yargıtay’ın evlilik dışında doğan çocuğun velayeti konusunda, pek çok kararı mevcuttur. Bu kapsamda, bazı kararlar aşağıdaki gibidir:
2. HD., 2014-16085 E., 2014-23585 K. sayılı kararı;
“Çocuk, tarafların evlilik dışı ilişkisinden doğmuş, baba ile soy bağı “tanıma” (TMK. m. 295/1) ile kurulmuştur. Ana ve baba evli değilse velayet anneye aittir. (TMK. m. 337/1) Ana küçük, kısıtlı veya ölmüş ya da velayet kendisinden alınmışsa, hakim, çocuğun menfaatine göre, vasi atar veya velayeti babaya verir. (TMK. m. 337/2) Bu haller bulunmadıkça evlilik dışı doğan çocuğun velayeti kanun gereği annede (TMK. m. 337/1) olduğundan, velayetin anneye bırakılması yönünde ayrıca bir hakim kararına ihtiyaç yoktur. Başka bir ifade ile bu hususta hükme gerek bulunmamaktadır. Hakim, böyle bir çocuk, annesinin yanında değil de, fiilen diğer tarafta ise; velayete ilişkin istek, çocuğun teslimini de ihtiva ettiğinden çocuğun diğer taraftan alınarak anneye teslimine karar verebilir. Böyle bir durum mevcut değilse, kanunen velayet kendisinde olana velayetin verilmesi yönünde hüküm tesisi gerekmez.” şeklindedir.
2. HD., 2002/1536 E., 2002-2626 K. sayılı kararı;
“Türk Medeni Kanununun 337.maddesi uyarınca evlilik dışı ilişkiden doğan çocuğun velayeti anaya ait ise de, Kanun koyucu, babalık davasında ananın her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek küçük için kayyım tayin edilmesini ( TMK.md.426/2 ) ve davanın Cumhuriyet Savcısına , Hazineye; ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbarını öngörmüştür. ( TMK.md.301/3 )Böylece şu veya bu gibi düşüncelerle ana-babanın çocuk aleyhinde birleşmeleri ve onun zararına bir durumun doğumu önlenmek istenmiştir.” şeklindedir.
Stj. Gökçen Büşra KUZKAYA
İlgili Makaleler:
Nafaka Çeşitleri Nelerdir ve Hangi Şartlarda Nafaka Alınır?
Boşanmadan Sonra Çocuğun Annenin Soyadını Alması
Nafaka Çeşitleri | Tedbir – İştirak – Yoksulluk Nafakası
Ziynet Eşyası Kime Aittir? 2023
Boşanmada Af Sayılan Davranışlar Nelerdir?
Sorumsuz ve İlgisiz Davranma Sebebiyle Boşanma
İcra Yoluyla Çocuk Teslimine Son Veren Uygulama
6284 Sayılı Kanun Kapsamında Alınacak Tedbirler
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu (Çocuk Göstermeme Suçu) 2024