Çocuk teslimine muhalefet suçu; ayrılıkta, boşanmada veya boşanma aşamasında velayeti almayan ebeveyne çocuğun teslim edilmeyerek kişisel ilişkinin engellemesidir. Bu kapsamda; Çocuk teslimine muhalefet suçu, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurmasıyla yakından ilişkilidir. Ancak, kanun koyucu yeni düzenlemeyle söz konusu hususlara ilişkin düzenlemelerde değişikliğe gitmiştir. Bu doğrultuda, çocuk muhalefet suçu kapsamındaki denetleme ve yaptırım yetkileri sahip merciler değişmiştir. Bu sebeple, bu yazımızda çocuk teslimine muhalefet suçu hususunu detaylıca ele alacağız.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Kapsamında Çocuk Kimdir?
Çocuk teslimine muhalefet suçu incelenmeden önce, suç kapsamındaki “çocuk” kavramı tespit edilmelidir. Çünkü, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair aile mahkemesi kararları “çocuk” kavramı anlaşılabilmektedir. “Çocuk”, 18 yaşını doldurmamış ve henüz ergin olmamış kişidir. (ÇTY m. 4/ç)
Erginliğin kazanılması ise, 2 şekilde olabilmektedir. İlk olarak; erginlik, belli bir yaşa gelme yani 18 yaşın doldurulmasıyla söz konusudur. (TMK m. 11/1) Ancak; erginlik, evlenme ile veya mahkeme kararıyla da kazanılabilir. (TMK m. 11/2, TMK m. 12) Dolayısıyla; çocukluğun bitişi, evlenme veya mahkeme kararıyla daha önce ergin olunmadıkça, 18 yaşın bitimi itibariyle söz konusudur.
Çocuğun Üstün Yararı Nedir?
Hem uluslararası hem de iç hukukta düzenlenen “çocuğun üstün yararı” çocuk hukukunun en önemli ilkelerinden biridir. Çocuğun fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve ekonomik açıdan sağlıklı gelişmesini ve korunmasını hedeflenmesidir. Bu sebeple; bu ilke, çocuğun yaşı, çevresi ve sosyal koşullarına göre değişmektedir. Ayrıca; çocuğun üstün yararı bir haktan ziyade, çocuk haklarının uygulanmasında bir rehber niteliği taşımaktadır. Özellikle; çocuğun üstün yararı, muhakeme yetisi henüz gelişmemiş çocukların korunmasını sağlayan toplumsal bir ilkedir. Böylece; çocuğun yararları ile diğer kişilerin çıkarları çatıştığında, öncelik çocuğun yararına verilir.
Diğer taraftan, bu ilkenin sadece anne-babanın göz önünde bulundurması yeterli değildir. Ayrıca; yasama, yargı, idari makamlar ve öğretmenler gibi tüm yetkililer de göz önünde bulundurmalıdır.
Bu doğrultuda; kanun koyucu, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin kararların uygulanmasına ilişkim değişikliklerde de çocuğun üstün yararını merkeze almıştır.
Velayet Nedir?
Velayet, ergin olmayan 18 yaşından küçük çocukların veya ergin olup mahkemece kısıtlanan kişilerde söz konusudur. Bu doğrultuda; velayet, söz konusu kişilerin bakımının ve sorumluluğunun üstlenilmesi için anne ya da babaya verilen bir haktır. Bu sebeple; mahkeme, velayet hususunda çocuğun üstün yararını gözeterek değerlendirme yapmaktadır.
Çocuk ile Kişisel İlişki Nedir?
Boşanma kararının bir sonucu olarak; mahkeme, ergin olmayan çocuğun velayeti ayrılan eşlerden birine vermektedir. Bu sebeple; mahkeme, boşanma veya ayrılığa karar verirken velayet vermediği ana veya babanın belli bir zaman aralığında müşterek çocuk/çocuklar ile kişisel ilişkilerini de düzenlemektedir. (TMK m. 182/1) Çünkü; çocuğun yüksek yararına açıkça aykırı olmadıkça, çocukla kişisel ilişki kurulması hem ana-baba hem de çocuk için anayasal bir haktır. (Anayasa m. 41/2) Bu doğrultuda; kişisel ilişki, velayet kendisine verilmeyen taraf veya üçüncü kişi ile çocuk veya çocuklar arasında kurulan, belirli yer ve zamanda onlarla görüşme, birbirinden haberdar ve birbirlerinin yaşamında etkili olma, sevgi bağı kurma ve bu bağı devam ettirmeye yönelik bir ilişkidir.
Ancak, çocukla kişisel ilişki kurulmasını gerektiren davalar, sadece boşanma ve ayrılık davalarıyla sınırlı değildir. Nitekim, şu durumlar bakımından da çocukla kişisel ilişki söz konusudur.
- Velayetin değiştirilmesi ve kaldırılması talepleri
- Çocuğun evlat edinilmesi
- Ana ve babanın evli olmaması
- Yabancı mahkeme tarafından verilmiş olan kişisel ilişki kurulmasına ilişkin ilamların tenfiz edilmesi
Çocuk ile Kişisel İlişki Kurulmasının Şartları Nelerdir?
Yukarıda belirtiğimiz de, çocukla kişisel ilişki kurma hususunda mahkeme çocuğun üstün yararı ilkesini gözetmektedir. Bu doğrultuda, Yargıtay, kararında kişisel ilişki düzenlenmesinde çocuğun özellikle sağlık, eğitim, bakım, ahlak bakımından yararları esas alınır. (2.HD. 2016/10491 E., 2016/11696 K.) Bu sebeple, çocukla kişisel ilişki kurulmasında mahkemelerin şu şartları gözettiğini söyleyebiliriz:
Çocuğun Sağlığı
Çocuğun öncelikli olarak sağlığı dikkate alınmalıdır. Eğer; çocuğun bir sağlık sorunu varsa, bunun tespit edilmesi ve gerekli raporların alınması önemlidir. Bu yüzden, çocuk uzun ve yorucu yolculuklara zorlanmamalıdır.
Çocuğun Eğitimi
Çocuk ile kişisel ilişki kurulmasında, çocuğun eğitimi de önemli bir faktördür. Bu sebeple; çocuğun okul zamanları, kursları ve tatil dönemleri göz önünde bulundurularak kişisel ilişki düzenlenmelidir. Bu doğrultuda, çocuğun okulda olduğu günlerde ya da kurs saatlerinde bu ilişki planlanmamalıdır.
Çocuğun Ahlakı
Çocuğun ahlakı da göz önünde bulundurulmalıdır. Bu doğrultuda; çocuğun ahlakı tehlikeye girmiş ise, kişisel ilişki kaldırılabilir.
Çocuğun Güvenliği ve Huzuru
Güvenlik ise en önemli konulardan biridir. Eğer; çocuğun cinsel güvenliği ya da can güvenliği tehlikede ise, mahkemenin çocukla olan kişisel ilişkiyi kaldırması mümkündür. Aynı şekilde; çocuğun huzuru bozulmuşsa da, mahkeme çocukla olan kişisel ilişkiyi kaldırabilir.
Çocuğun Bakımı
Özellikle; küçük yaştaki çocuklar, annenin bakımı ve şefkatine ihtiyaç duyabilmektedir. Böyle bir durum söz konusu ise; mahkeme, bu durumu dikkate almaktadır.
Çocuk Üçüncü Kişiler ile Kişisel İlişki Kurabilir mi?
Evet, çocukla kişisel ilişki hakkı, sadece ana ve baba (TMK m. 323-324) ile sınırlı olmayıp, büyükanne, büyükbaba ve kardeş gibi üçüncü kişiler için de geçerli olabilir. (TMK m. 323-325) Ancak, üçüncü kişilerin bu hakkı kullanabilmesi için olağanüstü durumların ve kurulacak kişisel ilişkinin çocuğun menfaatine uygun olması gerekir.
Örneğin; Yargıtay, baba öldüğünde büyükbaba ve büyükannenin baba gibi geniş haklarla kişisel ilişki kurmasını hukuka aykırı bulmuştur. (2.HD. 2016/10491 E., 2016/11696 K.) Bu sebeple; kişisel ilişki süresi, üst soydan daha kısa tutulmalıdır.
Çocukla kişisel ilişki kurma ölçütünde sadece bunu talep edenin özlemini giderme, akrabalık bağını hissetme gibi normal hususlar öne çıkmamaktadır. Ayrıca, çocuğun menfaatine yönelik diğer hususlarda öne çıkmaktadır.
Sonuç olarak; üçüncü kişilerin çocukla kişisel ilişkisi, mahkeme tarafından belirlenen zaman ve koşullarda uygulanması gereken bir süreçtir.
Çocuk Teslimi Nedir?
Çocuk teslimi, mahkeme tarafından velayet kendisine verilmesine rağmen çocukla birlikte yaşamayan tarafa (hak sahibi), çocuğu yanında bulunduran ama buna hakkı olmayan tarafın (yükümlü) çocuğu teslim etmesidir. Eğer çocuk, çocuğu fiilen yanında bulunduran kişi tarafından rızayla teslim edilmezse, mahkeme kararının uygulanması süreci başlar. Bu doğrultuda; çocuk teslimi, bir defaya mahsus yapılan bir işlemdir.
Çocuk Teslimine İlişkin İlam ve Kararın Kaynağı Nedir?
Yukarıda belirtildiği üzere; çocuk teslimi, çocuğun teslimine ilişkin bir emri içeren ilam veya tedbir kararlara dayanmaktadır. Dolayısıyla; bu kavramın ortaya konulabilmesi, buna ilişkin ilam veya tedbir kararının kaynağının tespitine bağlıdır. Bu doğrultuda, söz konusu ilam tedbir kararının kaynağı şunlar olabilir:
- Velayet kararı
- Velayetin düzenlenmesi, değiştirilmesi ve kaldırılması talepleri
- Evlat edinme
- Velayetin kaldırılıp çocuğun vesayet altına alınması şeklindedir.
Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin Yeni Düzenleme Nedir?
Kanun koyucu, çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair maddeleri (İİK m. 25, 25/a, 25/b, 341) İcra ve İflas Kanunu’ndan çıkartmıştır. (7343 sayılı Kanun m. 32) Böylece, bu işlemlerin Çocuk Koruma Kanunu (ÇKK)’ya eklenen maddelere göre yapılmasını düzenlemiştir. (ÇKK m. 41/A – 41/İ)
Bu düzenleme ile, icra daireleri ve mahkemelerinin çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması konularında artık yetkili değildir. Böylece, şikayet dilekçenizin hazırlanması ve başvuru sürecinde icra ceza mahkemelerine başvuru usulü tamamen kalkmıştır. Bunun yerine; çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulması konularında denetleme ve yaptırım yetkisi aile mahkemelerine devredilmiştir. Dolayısıyla, çocuğun icra yoluyla teslimi kalkmıştır. Bu doğrultuda, icra yoluyla çocuk teslimine son veren bu düzenleme hakkında detaylı bilgi edinmek için tıklayınız.
Ayrıca; Adalet Bakanlığı 4 Ağustos 2022’de bu hususların uygulanmasına dair bir yönetmelik, yayımlamıştır. (ÇKKY – Çocuk Koruma Kanununun Uygulanmasına İlişkin Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik)
Bunun sonucunda, çoğu şehre pilot uygulama gelmiştir. Bu uygulama olan şehirlerde, çocuk görüşme merkezleri bulunmaktadır. Böylece; söz konusu işlemler çocuk dostu şekilde oluşturulan çocuk görüşme merkezlerinde uzmanlar aracılığıyla gerçekleştirilmektedir. Böylece, çocuk ile kendisi arasında kişisel ilişki tesisi kurulan taraf ortak çocuğu, çocuk görüşme merkezinden teslim alabilmektedir. Çocuk görüşme merkezlerinde anne odası ve baba odası bulunmaktadır. Anne ve baba, çocuğun teslim ve alımında hiçbir şekilde karşılaşmamaktadır.
Sonuç olarak; kanun koyucu, söz konusu düzenlemelerde çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair işlemlerde çocuğun üstün yararı dikkate almıştır.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Nasıl Oluşur?
Çocuk teslimine muhalefet suçu, halk arasında “çocuk göstermeme suçu” olarak bilinmektedir. İstatistikler, bu suçun en çok boşanmış veya boşanma aşamasında olan çiftlerde görüldüğünü göstermektedir. Çünkü,; müşterek çocuğun velayetine sahip olan ebeveyn, mahkemenin kişisel ilişki tesis ettiği karşı tarafa çocuğu göstermeyebilmektedir. Örneğin; velayet hakkı kendisinde olan taraf kişisel ilişki gün ve saatlerinde çocuğu getirmeyebilmektedir. Böylece; velayeti olan ebeveyn diğer ebeveynin çocukla kişisel ilişki kurulmasına engel olduğundan çocuk göstermeme suçu oluşmaktadır. (ÇKK m. 41/F)
Üçüncü Kişiler Açısından Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Oluşur mu?
Çocuk teslimine muhalefet suçu, yalnızca ebeveyn-çocuk kişisel ilişkisinin ihlaliyle oluşur. Bu sebeple; uygulamada sıklıkla karşılaştığımız sorulardan birisi olan üçüncü kişilerin (anneanne, babaanne ya da dedenin) çocuğu görememesi/çocuğun gösterilmemesi sebebiyle çocuk teslimine muhalefet suçu oluşmaz.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçunun Şartları Nelerdir?
Kanun koyucu çocuk teslimine muhalefet suçunu belli şartlara bağlamıştır. Bu şartların bir arada bulunması halinde, çocuk teslimine muhalefet suçu oluşmuştur. Böylece; velayet kendisinde olmayan taraf, karşı tarafı aile mahkemesine şikayet hakkına sahiptir. Bu şartlar sırasıyla şunlardır:
- Çocuğun velayetinin kendisine verilmemiş veya velayetin kullanılması kendisine verilmemiş olması
- Çocuğun teslimine veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına yönelik ilamın kesinleşmiş olması
- Çocuğun gösterilmemesi üzerine, çocuk teslimine ilişkin 1 aylık hak düşürücü süre içinde deliller ile çocuk tesliminde görevli Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine başvurarak ihtar gönderilmesini talep edilmesi
- Usulüne uygun tebliğe rağmen müdürlüğün belirlediği yer ve teslim tarihinde çocuk (teslim edilmemesi/gösterilmemesi)
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçunun Cezası Nedir?
Çocuk teslimi veya kişisel ilişki kurma kararına uymayan kişiye, tebliğ yapıldıktan sonra belirtilen yer ve zamanda çocuk teslim edilmezse disiplin hapsi uygulanır.
Bu doğrultuda; emrin niteliğine ve duruma göre şu sürelerde disiplin hapsi cezaları söz konusu olmaktadır:
- Çocuk teslimine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, fail fiil suç teşkil etse dahi, 3 aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. (ÇTY m. 50/1)
- Çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenlerle emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, 3 günden 10 güne kadar disiplin hapsiyle cezalandırılır. (ÇTY m. 50/2)
- Kişisel ilişki kurulması için kendisine çocuk teslim edilen hak sahibi, ilam veya tedbir kararında belirtilen sürenin bitiminde çocuğu belirlenen yere getirmezse, fiil suç teşkil etse dahi, 3 aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. (ÇTY m. 50/3)
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Cezasının İnfazı
Cumhuriyet başsavcılığı, disiplin hapsi ile cezalandırmaya ilişkin kararları kesinleşmesini müteakip infaz etmektedir. Ancak; bu kararlar, kesinleştiği tarihten itibaren 2 yıl geçtikten sonra yerine getirilemez.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Şikayete Tabi midir?
Evet, çocuk göstermeme suçu takibi şikayeti bağlı bir suçtur. Bu sebeple, resen kovuşturma yapılmaz. Dolayısıyla, şikayet süresi içerisinde delilleriniz ile birlikte çocuk tesliminde görevli Müdürlüğe başvurarak ihtar gönderilmesini talep etmelisiniz.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçunda Şikayet Süresi Nedir?
Şikayet süresi, ilgili emre aykırı hareket edilmesinden itibaren başlamaktadır. Bu tarihten itibaren geçen 1 aylık süre içinde şikayet yapılmalıdır. (ÇTY m. 50/1) Çünkü; söz konusu 1 aylık süre, hak düşürücü süredir.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Hangi Mahkemeye Şikayet Edilir?
Çocuk göstermeme suçu şikayete bağlı bir suçtur. Bu sebeple, çocuğun kendisine teslim edilmesini isteyen diğer ebeveynin cezalandırılması için yetkili ve görevli mahkemeye başvurmalıdır. Zira; yetkili ve görevli mahkemeye başvurmak, süreci hızlandırmak ve olası hak kayıplarını önlemek için oldukça önemlidir.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçunda Görevli Mahkeme Neresidir?
Çocuk teslimine muhalefet suçunda görevli mahkeme, aile mahkemesidir. Bu sebeple; mağdur, çocuk teslimine muhalefet suçuna ilişkin şikayetini aile mahkemesine yapmalıdır.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçunda Yetkili Mahkeme Neresidir?
Çocuğun teslimine muhalefet suçunda yetkili mahkeme, işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yerdeki aile mahkemesidir. Bu sebeple; mağdur, çocuk teslimine muhalefet suçuna ilişkin şikayetini işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yerdeki aile mahkemesine yapmalıdır.
Çocuğu Göstermeyen Kişi Velayeti Kaybedebilir mi?
Ülkemizde boşanmalar çoğunlukla medenice sonlanamamakta ve bu süreçte çiftler birbirine düşman olabilmektedir. Bu durumda en çok zarar görenlerden biri de çocuklardır. Çekişmeli boşanmalarda ebeveynler, çocuğu bir koz olarak kullanma eğilimindedir. Velayeti elinde bulunduran ebeveyn, çocuğu diğer ebeveyne karşı doldurabilir ya da çocuğun diğer ebeveynle görüşmesini engelleyebilir. Oysa, çocuğun sağlıklı gelişimi için her iki ebeveyne de ihtiyacı vardır. Bu sebeple, aile mahkemeleri bu hususa hem velayeti olan hem de olmayan ebeveyne ilişkin kararlarında dikkat etmelidir.
Çocuğu Göstermeyen Kişiye Karşı Velayetin Değiştirilmesi Davası Açılabilir mi?
Velayet kararı, mahkemenin yapmış olduğu incelemeler neticesinde belirlenmektedir. Bu sebeple, mahkemenin herhangi bir sebep yokken velayetin değiştirilmesi gündeme gelmez. Ancak, velayeti alan ebeveynin velayet hakkını gereğince yerine getirememesiyle koşullar değişmektedir. Bu sebeple; çocuğun velayetinin tekrar düzenlenmesi konusu, gündeme gelmektedir. Bu kapsamda; velayet hakkının ağır şekilde kötüye kullanılarak veya velayet görevinin ihmal edilerek, haksız sebeplerle çocuğun kişisel ilişki kurulmasına engel olunması halinde velayetin değiştirilmesi davası açılabilir. Bu yöndeki şikayetiniz ve velayet değişikliği talepleriniz için, boşanma avukatınıza danışmanızı tavsiye ederiz. Böylece, olası hak kayıplarının önüne geçebilirsiniz.
Bu doğrultuda; uygulamada genelde, haksız sebeplerle çocuğun kişisel ilişki kurulmasına engel olunması şu şekillerde gerçekleşmektedir:
Haklı Bir Sebep Olmaksızın Çocuğu Zamanında Teslim Etmemek
Mahkemenin velayet hakkını verdiği anne çocuğun kişisel ilişki tesisini sık sık aksatıyorsa, velayetin değiştirilmesi davası açmak mümkündür. Çünkü; yargı, her ne kadar çocuk her şeyden önce anne sevgisine muhtaç kabul etse de, babanın da çocuğu belirli günlerde görmesi gerektiği kanaatindedir. Bu doğrultuda; çocuğun ebeveyni ile ilişki kurmasına mani olarak çocuğun menfaatini tehlikeye atmaktadır. Bu sebeple, velayet hakkının gereğince yerine getirilmemesi söz konusu olacaktır.
Haklı Sebep Olmaksızın Çocuğu Göstermemek
Olağanüstü bir durum varsa kişisel ilişkinin kaldırılması gündeme gelebilecektir. Ancak, çocukla ilişki kurmak isteyen ebeveynin kişisel ilişkinin kaldırılmasını ya da kısıtlanmasını gerektiren bir durumu (bağımlılıkları, ahlak dışı yaşamı veya düzensiz bir hayatı vb.) yoksa, velayet değişikliği talep edilebilir. Bu durumda, çocuğu sürekli olarak göstermeyen taraftan velayet hakkı alınabilecektir.
Bu doğrultuda, Yargıtay anne, küçüğü kaçırdığından ve kişisel ilişki hakkını zedelediğinden ana ile küçüğün kişisel ilişki hakkının kaldırılarak davacı babaya verilmesi gerektiğine karar vermiştir. Çünkü; toplanan deliller, davalı annenin davacıyı tehdit ettiğini ve küçükle kişisel ilişkiyi zedelediğini göstermektedir. Ayrıca, davalı annenin küçüğü okuldan kaçırdığı ve yükümlülüklerine aykırı davrandığı da tespit edilmiştir.
Çocuğu Göstermemek İçin Adres Değiştirmek
Yargıtay, çocuğu belirlenen kişisel ilişki günlerinde hazır bulundurmayan, yeni adresini icra dosyasına bildirmeyen ve yapılan araştırmalara rağmen adresi bulunamayan velayeti alan davalının çocuğun davacıyla kişisel ilişki kurmasını engellediğine karar vermiştir. Bu doğrultuda; bu durumların çocuğun aile bağlarını ve zihinsel gelişimini olumsuz etkilediğinden velayetin değiştirilmesine hükmetmiştir. (TMK m. 183)
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu Davasında Harç Ücretlerini Kim Karşılar?
Adalet Bakanlığı, çocuk göstermeme suçu kapsamındaki iş ve işlemlerin tüm masraflarını kendi bütçesinden karşılamaktadır. Ancak, bu durum avukatlık ücretlerini kapsamamaktadır. (ÇTY m. 63)
Sonuç
Çocuk teslimine muhalefet (çocuk göstermeme) suçu, boşanmış veya boşanma aşamasındaki çiftler arasında görülen bir durumdur. Bu hususta çocuğunuzla size tahsis edilen kişisel ilişki süreleri ihlal ediliyorsa veya çocuğunuzu görmeniz engelleniyorsa, Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlüklerine başvuruda bulunarak hakkınızı arayabilirsiniz. Bu doğrultuda; olası hak kayıplarını önlemek ve mağduriyet yaşamamak için, alanında yetkin bir avukata danışmanızı tavsiye ederiz.
Çocuk Teslimine Muhalefet Suçu ile İlgili Yargıtay Kararı Yargıtay Kararı
Yargıtay’ın çocuk teslimine muhalefet suçu konusunda, pek çok kararı mevcuttur. Bu kapsamda, Yargıtay’ın bir kararı aşağıdaki gibidir:
12. HD., 2023/5924 E., 2023/5102 K.
“… 30.11.2021 tarihli ve 31675 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 7343 sayılı İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 32. maddesi ile 2004 sayılı Kanun’un 341. maddesi yürürlükten kaldırılarak, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanuna 41. maddesinden sonra gelmek üzere \”Çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine muhalefet\” suçunun 41/F maddesinin eklendiği, anılan maddenin 1. fıkrasında yer alan \”1) Çocuk teslimine dair ilam veya tedbir kararlarının yerine getirilmesine ilişkin teslim emrine aykırı hareket edenler ile emrin gereğinin yerine getirilmesini engelleyenler, bir ay içinde yapılacak şikâyet üzerine, fiil suç teşkil etse dahi, üç aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır.\” şeklindeki düzenlemeyle ceza miktarının \”üç aya kadar disiplin hapsi\” olarak değiştirildiği, 04.08.2022 tarihli ve 31913 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Çocuk Teslimi ve Çocukla Kişisel İlişki Kurulmasına İlişkin İlam ve Tedbir Kararlarının Yerine Getirilmesine Dair Yönetmeliğin \”Şikâyette görevli ve yetkili mahkeme\” başlıklı 44. maddesindeki \”Şikâyette görevli ve yetkili mahkeme çocuk teslimi ve çocukla kişisel ilişki kurulmasına dair ilam veya tedbir kararının yerine getirilmesine ilişkin işlemi yapan müdürlüğün bulunduğu yer aile mahkemesidir.\” şeklindeki düzenleme ile anılan yönetmeliğin 32. maddesi ile devamındaki hükümler çerçevesinde inceleme yapılarak dosyanın kül halinde değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden, kanun yararına bozma talebi bu gerekçeyle de yerinde görülmüştür.” şeklindedir.
Stj. Gökçen Büşra KUZYAKA
İlgili Makaleler:
İcra Yoluyla Çocuk Teslimine Son Veren Uygulama
Nafaka Çeşitleri Nelerdir ve Hangi Şartlarda Nafaka Alınır?