- info@yilmazcolakhukuk.com
- Çalışma Saatlerimiz: Hafta İçi 09.00 / 19.00 Cumartesi: 11.00 / 17.00
Sağlık hizmet sunucularının hastalara yapacakları tıbbi müdahalelerde uyacakları usul ve esaslar Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu ve Hasta Hakları Yönetmeliğinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.
Hasta Hakları Yönetmeliği uyarınca hasta;
Hekimler ve sağlık çalışanları tedaviye başlamadan önce hastanın mutlaka rızasını alması gerekmektedir. Rızanın alınmayacağı istisnai durumlar hariç bilgilendirmeye dayalı rıza alınmadan hastaya tedavi uygulanması suç oluşturur. Dolayısıyla hekimler tedaviye başlamadan önce hastanın rızasını almalıdırlar.
Hastaya yapılacak bilgilendirmenin kapsamı ve ne şekilde yapılacağı Hasta Hakları Yönetmeliğinde düzenlenmiştir. Söz konusu düzenlemeye göre hastaya yapılacak bilgilendirmenin asgari olarak aşağıda sayılan hususları içermesi gerekmektedir.
Tıbbi malpraktis; doktorun belli bir tedavi uygularken bilgisizlik, tecrübesizlik veya ilgisizlik nedeniyle hastanın bedenine hatalı bir uygulama yapması veya görevi ihmal etmesi neticesinde bir zararın doğması halinde söz konusu olur. Doktorun tazminat sorumluluğu hastasına uyguladığı hatalı tedavi nedeniyle doğar, usulüne uygun tedavi uygulanmasına rağmen gelişen komplikasyonlardan doktor sorumlu tutulamaz.
Yargıtay ve Danıştay uygulamalarında malpraktis (hekim hatası) şu şekilde tanımlanmaktadır;
Tıp biliminin standartlarına ve tecrübelere göre gerekli olan özenin bulunmadığı ve bu nedenle de olaya uygun gözükmeyen her türlü hekim müdahalesi uygulama hatası (malpraktis) olarak anlaşılmaktadır. Diğer bir ifadeyle, hastanın tanı ve tedavisi sırasında standart uygulamanın yapılmaması, bilgi ve beceri eksikliği, hastaya uygun tedavi uygulanmaması; tıbbi hata olarak tanımlanabilir. Bu noktada hatalı tıbbi uygulama sonucu doğacak sorumluluk “kusura dayalı genel sorumluluk”tur. Hekimin hukuksal sorumluluğu bakımından ölçü; tecrübeli bir uzman hekim standardıdır. Hekim, objektif olarak olayların normal gelişimine ve subjektif olarak da kendi kişisel tecrübesine, kişisel yeteneğine, bireysel mesleki bilgisine, eğitiminin nitelik ve derecesine göre, hastanın sağlığında bir zarar gelmesini önceden görebilecek durumda olmalıdır. Bu halde karşımıza özen yükümlülüğü çıkmaktadır. Hekimin özen yükümlülüğünün ihlali, üç alanda yoğunlaşmaktadır; birincisi, hastanın tedavisinde yani teşhis, endikasyon, tıbbi tedbirin seçimi, bu tedbirin uygulanması, tedavi yahut cerrahi girişim sonrası bakım alanındadır. İkincisi, hastanın aydınlatılması ve anamnez alınmasıdır. Üçüncüsü, klinik organizasyonu alanında (personelin niteliği, yeterli sayıda personel bulundurulması, hekimlerin birbiriyle iş birliği (Konsültasyon)dir. Bu üç alandaki kusuru, sırasıyla uygulama kusuru (tedavide hata), aydınlatma kusuru ve organizasyon kusuru olarak değerlendirmek mümkündür. Bu üç kusura “Tıbbi Uygulama Hatası” (Malpraktis) adı verilmektedir.
Tıbbi malpraktis davası ile yapılan yanlış veya hatalı tedavi sonucunda zarar gören hastanın maddi ve manevi zararının tazmin edilmesi amaçlanmaktadır.
Karabük Malpraktis avukatı meydana gelen zararın tespitini yapabilmek için öncelikle epikriz raporu, radyoloji görüntüleri dahil teşhis ve tedaviye ilişkin tüm hasta dosyasını hastaneden temin eder. Yapılan tedavinin tıbbi gerekliliklere uygun olup olmadığı Adli Tıp Kurumu tarafından verilecek raporla ortaya çıkar. Malpraktis avukatı dava açmadan önce alanında uzman hekimlerden bilimsel mütalaa alarak hatalı tedaviye ilişkin ön çalışma yapar. Her ne kadar tıbbi malpraktis olup olmadığına ilişkin uzman mütalaası alınabilmekteyse de tazminat davasına bakan mahkeme Adli Tıp Kurumunun raporu doğrultusunda karar vereceğinden hastanın Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapılması son derece önemlidir.
Günümüzde lazer epilasyon ve kişisel bakım için güzellik merkezleri tercih edilebilmektedir. Ancak güzellik merkezinde yaptırılacak işlemlerin ciddi sonuçları olabilmekte ve bu konuda maddi manevi tazminat davaları açılabilmektedir.
Lazer epilasyonu, son derece uzmanlık ve tecrübe gerektiren bir işlemdir. Lazer epilasyonu yapabilmek için işlemi yapacak personelin bu konuda yetkili ve bilgili olması gerekmektedir. Lazer epilasyonu hizmeti veren işletmeler, lazer epilasyonu için seçeceği ve görevlendireceği personelin tüm donanımlara sahip olduğunu kontrol etmeli, yapılacak işlemlerle ilgili doğru talimatlar vermelidir. Aynı şekilde lazer epilasyonu için kullanılacak makinelerin de yapılacak işleme uygun olması, bakımlarının ve kontrollerinin düzenli olarak yaptırılması gerekmektedir. Güzellik merkezinde lazer epilasyonu yaptıracak kişiler personelin bu konuda yeterlilik belgesinin olup olmadığını mutlaka kontrol etmelidirler.
Lazer epilasyonu yaptırdım yüzümde iz kaldı veya lazer epilasyonunda yüzüm yandı gibi yakınmalarda bulunan kişiler güzellik merkezine karşı tazminat davası açabilirler. Tıbbi malpraktis sebebiyle açılacak tazminat davasının hak kaybı olmaması için sağlık hukuku alanında çalışan malpraktis avukatı ile yürütülmesini öneriyoruz.
Hekimlerin olası hatalı tedaviye karşı güvence oluşturacak mesleki sorumluluk sigortaları bulunmaktadır. Hatta mevzuat gereği hekimlerin mesleki sorumluluk sigortası yaptırması zorunludur. Tıbbi malpraktis halinde zarar gören hasta sigorta şirketinden zararının karşılanması talep edilebilmektedir. Meydana gelen zararın boyutu tespit edildikten sonra sigorta şirketine başvuru yapılarak maddi ve manevi zararın tazmini mümkün olabilmektedir. Malpraktis avukatı tazminat davası açmadan önce veya dava devam ederken sigorta şirketiyle uzlaşma yoluna giderek müvekkilinin menfaatleri doğrultusunda sürecin daha hızlı bitmesini temin edebilecektir.
Yılmaz Çolak Hukuk Bürosu olarak malpraktis davalarında müvekkillerimizin hak ve menfaatlerini koruyacak şekilde en hızlı hizmeti sunmayı amaçlıyoruz.