Karabük Avukat,Karabük Ceza Avukatı
Ceza Hukukunda Dava ve Ceza Zamanaşımı

Ceza Hukukunda Dava Zamanaşımı Nedir? | Dava Zamanaşımı Süreleri ve Şartları

Dava Zamanaşımı:

Dava zamanaşımı; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde, suçun işlendiği andan başlayarak, kanunda o suç için öngörülen sürelerin geçmesine rağmen dava açılmaması, dava açılmış ise de davanın görülmesine devam edilememesi ya da davanın sonuca kavuşturulmasına engel teşkil edebilecek bir durumun oluşması halinde, devletin faili cezalandırma yetkisinin ortadan kalkmasına ve ceza davasının düşmesine neden olan hukuki bir durumdur.

Söz konusu dava zamanaşımı süresi, kanunlarda mevcut bulunan bir kovuşturma engelinin varlığı durumunda, bu engel kalkana kadar işlemez. Zamanaşımı, Cumhuriyet Savcısı veya mahkeme tarafından re’sen dikkate alınır; hükümlü ve sanık bu durumdan feragat edemez.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’na göre, dava zamanaşımı süresinin başlangıcı olayın niteliğine göre farklılık gösterebilir. Örneğin; suçun işlenip işlenmediği, tamamlanıp tamamlanmadığı gibi durumlar zamanaşımının başlangıç zamanını etkiler. Bu nedenle:

  • Tamamlanmış suçlarda: Zamanaşımı, suçun işlendiği gün başlar.

  • Zincirleme suçlarda: Son suçun işlendiği günden itibaren başlar.

  • Kesintisiz suçlarda: Suçun sona erdiği tarihten itibaren başlar.

  • Teşebbüste kalan suçlarda: Son icra hareketinin yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.

Çocuklara karşı işlenen suçlarda ise zamanaşımı farklı şekilde işlemektedir. Burada kanun koyucu çocuğu gözeterek çocuk lehine bir hüküm getirmiştir. Üstsoy ya da çocuk üzerinde nüfuz sahibi kişilerin suçu işlemesi halinde zamanaşımı, çocuğun 18 yaşını tamamlaması ile başlar.

Suçun işlenmesinden sonra, Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde belirtilen sürelerin geçmesi halinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilir. Eğer dava açılmışsa, dava zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilir.

Türk Ceza Kanunu’na Göre Dava Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesine göre dava zamanaşımı süreleri şu şekildedir:

‘’(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;
a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,
b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi beş yıl,
c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,
d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,
e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer.
(2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.
(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.
(5) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.
(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.
(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

Ceza Hukukunda Olağan ve Uzamış Dava Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?

Ceza hukukunda dava zamanaşımı süreleri, olağan ve uzamış zamanaşımı olarak ikiye ayrılır. Olağan dava zamanaşımı sürelerinin geçmesi sonucunda kamu davasının düşmesi kararı verilir. Olağan zamanaşımı suçun işlendiği tarih itibari ile 12 yaşını tamamlamış – 15 yaşını tamamlamamış, 15 yaşını tamamlamış – 18 yaşını tamamlamamış, 18 yaşını tamamlamış olarak üç şekilde değerlendirmeye tabi tutulur.

Olağan ve Uzamış Dava Zamanaşımı Süreleri (Yaşa Göre Detaylandırılmış)


12 Yaşını Tamamlamış – 15 Yaşını Tamamlamamış Olanlar İçin Dava Zamanaşımı Süresi

Suçun Cezası Olağan Zamanaşımı Uzamış Zamanaşımı
5 yıl ve altı hapis / adli para cezası 4 yıl 6 yıl
5 yıldan fazla – 20 yıldan az hapis 7 yıl 6 ay 10 yıl 15 ay
20 yıl ve üzeri hapis 10 yıl 15 yıl
Müebbet hapis 12 yıl 6 ay 18 yıl 9 ay
Ağırlaştırılmış müebbet hapis 15 yıl 22 yıl 6 ay

15 Yaşını Tamamlamış – 18 Yaşını Tamamlamamış Olanlar İçin Dava Zamanaşımı Süresi

Suçun Cezası Olağan Zamanaşımı Uzamış Zamanaşımı
5 yıl ve altı hapis / adli para cezası 5 yıl 4 ay 7 yıl 12 ay
5 yıldan fazla – 20 yıl altı hapis 10 yıl 15 yıl
20 yıl ve üzeri hapis 13 yıl 4 ay 19 yıl 12 ay
Müebbet hapis 16 yıl 8 ay 24 yıl 12 ay
Ağırlaştırılmış müebbet hapis 20 yıl 30 yıl

18 Yaşını Tamamlamış Olanlar İçin Dava Zamanaşımı Süresi

Suçun Cezası Olağan Zamanaşımı Uzamış Zamanaşımı
5 yıl ve altı hapis / adli para cezası 8 yıl 12 yıl
5 yıldan fazla – 20 yıl altı hapis 15 yıl 22 yıl 6 ay
20 yıl ve üzeri hapis 20 yıl 30 yıl
Müebbet hapis 25 yıl 37 yıl 6 ay
Ağırlaştırılmış müebbet hapis 30 yıl 45 yıl

Bu tablo, TCK’nın 66 ve 67. maddeleri çerçevesinde zamanaşımı sürelerinin yaş gruplarına göre nasıl farklılık gösterdiğini açıkça ortaya koymaktadır.

Dava Zamanaşımının Durması ve Kesilmesi Ne Demektir?

Ceza hukukunda dava zamanaşımı süresi her zaman düz bir çizgide ilerlemez. Bazı durumlarda bu süre durur veya kesilir. Bunlar, sürecin uzamasına ya da yeniden başlamasına neden olur. Bu farkları bilmek, özellikle zaman aşımı yakınsa davanın akıbetini etkileyebilir.

Dava Zamanaşımının Durması

Zamanaşımının durması, belli bir olay nedeniyle sürecin geçici olarak askıya alınmasıdır. Olay ortadan kalktığında kaldığı yerden kaldığı süreden itibaren işlemeye devam eder.

5237 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 67.maddesinde zamanaşımını durduran sebepler hüküm altına alınmıştır. İşbu hükme göre soruşturma ve kovuşturma yapılması; izin veya karar alınmasına bağlanmışsa veyahut başka bir mercide çözülmesi gereken bir hususun sonucunun beklenilmesine bağlı kılınmışsa bu hallerde, gerekli izin veya kararın alınmasına veyahut kanun gereğince hakkında kaçak olduğu kararı verilen fail hakkında söz konusu karar kaldırılana dek dava zamanaşımı durur. Bu hükümle kaçak kişinin yargılanamamasını sonucunu doğuracak bir durum oluşabilmesi hususu engellenmeye çalışılmıştır.

Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, bir merciden izin alınmasına bağlandığı haller şunlardır:

  •  5237 sayılı TCK’nın 299. maddesinde düzenlenen Cumhurbaşkanına hakaret suçu
  • 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılamaları Hakkında Kanuna
    tabi kişiler hakkındaki eylemler
  • 5237 sayılı TCK’nın 301. maddesinde düzenlenen Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti
    Devletini, Devletin kurum ve organlarını aşağılama suçu
  • 5237 sayılı TCK’nın 305. maddesinde düzenlenen Temel milli yararlara karşı hareket
    suçu
  • 5237 sayılı TCK’nın 306. maddesinde düzenlenen Yabancı Devlet aleyhine asker
    toplama suçu
  • Hakim ve Savcıların görevleriyle ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlar
  • Noterlerin görevleri nedeniyle ilgili işledikleri suçlar
  • Avukatların görevleri nedeniyle işledikleri suçlar
  • En üst dereceli kolluk amirlerinin görevleri nedeniyle işledikleri suçlar
  • Anayasanın 83. maddesinde düzenlendiği üzere milletvekilleri için de zamanaşımı
    süreleri durmaktadır.

 

Soruşturma veya kovuşturmanın bir meriden karar alınmasına bırakıldığı haller ise:

  • Milletvekilleri ile ilgili zamanaşımının durması,
  • Üniversitede görev yapan kişiler hakkında zamanaşımının durması.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 171.maddesinde, Cumhuriyet savcısına kamu davasının açılmasını erteleme yetkisi tanındığı hüküm altına alınmıştır ve bu söz konusu kamu davasının açılmasının ertelendiği durumlarda da zamanaşımı işlememektedir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231.maddesinde düzenlenmiş olan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunda belirlenmiş olan denetim süresinde de zamanaşımı süresi durmaktadır. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253.maddesinde de uzlaştırma süresince zamanaşımının
durduğu düzenlenmiştir.

 

Durma Hallerine Örnekler:
  • Sanığın hastalığı nedeniyle yargılanamayacak durumda olması

  • Milletvekili dokunulmazlığı bulunan bir kişi hakkında yargılamaya başlanamaması

  • Suçun yabancı bir ülkede işlenmesi ve failin Türkiye’ye iadesinin beklenmesi

Örnek: Zamanaşımı 8 yıl. 4 yıl geçmişken sanık yargılanamaz hale gelirse, süreç durur. Engel kalkınca kalan 4 yıl işlemeye devam eder.

 

Dava Zamanaşımının Kesilmesi

Zamanaşımının kesilmesi, bazı işlemlerin yapılmasıyla sürenin tamamen sıfırlanması demektir. Dava zamanaşımının kesilmesi, zamanaşımının durmasından farklı olarak; kesilmeye sebebiyet verecek hususların teşekkül etmesi halinde süre hiç işlememişçesine en başa döner ve sıfırdan başlar.

Kanunun 67.maddesinin 2.fıkrasında ise zamanaşımının kesilmesi hususu hükme alınmış olup söz konusu hükme göre, bir suça ilişkin; şüpheli veyahut sanıklardan birisinin Cumhuriyet savcısının huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, bu kişilerin
haklarında tutuklama kararı verilmesi, suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, sanıklardan en az biri hakkında ceza verilmiş olması durumlarında zamanaşımı kesilmektedir.

Kesme Hallerine Örnekler:
  • Şüpheli veya sanığın sorguya çekilmesi

  • İddianamenin düzenlenmesi ve kabulü

  • Yakalama, tutuklama gibi kovuşturma işlemleri

  • Mahkûmiyet kararı verilmesi

Örnek: 8 yıllık zamanaşımı süresi var. 5. yılda iddianame düzenlenirse, süre sıfırlanır ve tekrar 8 yıl işlemeye başlar.

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/3010 E., 2019/6336 K. Sayılı Karara Karşı Üyelerden Birisinin Şerh Düşmüş Olduğu Karşı Oy:

‘’Olayımızda; 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanık hakkında kamu davası açıldığı, yargılamayı yapan İstanbul 19. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın TCK’ nın 223/2-e maddesi gereğince beraatine karar verildiği, kendisine vekalet ücreti verilmeyen sanık vekilinin bu nedene dayalı olarak hükmü temyiz ettiği, ancak Dairemiz tarafından temyiz incelemesi yapmadan davanın olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu izlenmiştir. Sorun, dava zamanaşımı süresi dolmadan yapılan temyiz talebi Yargıtay tarafından incelenme aşamasında iken dava zamanaşımı süresi dolması halinde temyiz talebinin incelenip incelenmeyeceği yönündedir Zamanaşımı, yasada öngörülen belli bir sürenin geçmesiyle davayı ve cezayı düşüren nedenlerden biridir. Dava zamanaşımı belli bir sürenin geçmesiyle ceza davası açılmaması, dava açılmışsa açılan davanın düşmesi sonucunu doğurur. Ceza hukukunda dava zamanaşımı süreleri her suçun kamu düzeni üzerinde yaratacağı tesirle orantılı olarak belirlenmiştir. Kamu düzeni üzerinde ağır etkiler yapan suçlar için daha uzun, etkileri hafif olan suçlar için ise daha
kısa zamanaşımı süreleri öngörülmüştür. Her suç, son tahlilde toplumsal hayata yönelmiş bir tehdit olduğuna göre, toplum düzenini teminat altına almayı amaçlayan Devlet de, suçluları bulup çıkarmak, yargılamak ve cezalandırmak hak ve yetkisine sahiptir. Ancak, ceza vermek bir araç olduğuna göre amacın zamanla telafi olup eski hale geldiği durumlarda, Devlet bu araçtan vazgeçebilir. Ne kadar zamanla ceza vermek yetkisinden vazgeçilmesi gerektiği sorunu ise karşımıza zamanaşımı kurumunu çıkarır. Zamanaşımı; şüpheli – sanık – hükümlü ile Devlet arasındaki soruşturma – yargılama – cezalandırma ilişkisini sona erdiren bir faktördür. Dava zamanaşımı, Devlet ile suçlu olduğu sanılan kişi arasındaki yargısal ilişkiyi sona erdirir. Öğretide genellikle cezalandırma yetkisinin sona ermesinden bahsedilmekte ise de esasen cezalandırma yetkisini, infaz (ceza) zamanaşımı ortadan kaldırır. Zamanaşımı maddi ceza hukuku kurumudur. Buna usule ilişkin bazı hukuksal sonuçlar bağlansa da niteliğini ortadan kaldırmaz. Nitekim, zamanaşımı kurumu organik yasa olarak TCK’da ‘Dava ve Cezanın Düşürülmesi’ başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. Somut olaya gelince; sanık hakkında atılı suçtan mahkemece beraat kararı verilmiştir. Suç tarihine göre 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e ve 67/4. maddeleri gereğince olağanüstü dava zamanaşımı süresi temyiz sürecinde dolmuştur. Bu halde, davanın esasına girilmemeli ve TCK’nın 66. maddesine göre düşme kararı verilmelidir. Zamanaşımı, denetim muhakemesinde bir anlamda davanın esastan görüşülmesine engel olan bir neden olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle zamanaşımı süresi dolmuş olup beraat hükmünün, salt vekalet ücreti nedeniyle bölünerek davanın esasına girilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenlerle; olayımızda olağanüstü zamanaşımı süresi dolduğundan dosyanın içeriğine girilmeden zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilmesi yerine temyiz talebinin kabulüyle sanık müdafisine vekalet ücreti verilerek hükmün düzeltilerek onanmasına karar veren çoğunluk görüşüne iştirak etmiyorum.’’

 

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2018/957 E. , 2018/5524 K. sayılı karar;
‘’…. 1- 5237 sayılı TCK’nın 66/1-e maddesinde, beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl geçmekle kamu davasının düşeceği şeklinde düzenlemeye yer verildiği, aynı kanunun 67/2. maddesinde a) şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, hallerinden birinin gerçekleşmesi durumunda dava zamanaşımının kesileceği, 67/3. maddesinde dava zamanaşımı kesildiğinde, zamanaşımı süresinin yeniden işlemeye başlayacağı, bununla birlikte dava zamanaşımını kesen birden fazla nedenin bulunması halinde, zamanaşımı süresinin son kesme nedeninin gerçekleştiği tarihten itibaren yeniden işlemeye başlayacağı, ancak 67/4 maddesine göre ise dava zamanaşımı süresinin kesilmesi halinde dava zamanaşımına ilişkin sürenin en fazla yarısına kadar uzayacağı, sanıkların sorgusunun 21/01/2011 tarihinde yapıldığı ve dava zamanaşımı süresini kesen son nedenin sanıkların sorgusunun yapılmasıyla gerçekleştiği anlaşılmakla, sanıklar hakkında suç tarihinden itibaren uygulanması gereken 12 yıllık olağanüstü dava zamanaşımı süresi ile son kesen işlem olan sanıkların sorguları sonrası 8 yıllık olağan dava zamanaşımı süresinin dolmadığı gözetilmeden, yazılı şekilde hükümler kurulması, 2- Kabule göre de; zamanaşımı nedeniyle CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca, kamu davasının düşmesi şeklinde karar verilmesi gerekirken ortadan kaldırma kararı verilmesi, Kanuna aykırı, katılan … vekilinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, başkaca yönleri incelenmeksizin HÜKÜMLERİN BOZULMASINA… oy birliğiyle karar verildi.” şeklindedir.

Kesilme Sınırsız Değildir!

TCK m.67’ye göre zamanaşımı süresi ne kadar kesilirse kesilsin, uzamış zamanaşımı süresi hiçbir şekilde aşılamaz. Yani kesilmeler süreyi uzatabilir ama sonsuza kadar değil.

Ceza Zamanaşımı Süresi Nasıl Hesaplanır? 2025

Dava zamanaşımı süresi hesaplanırken suçun niteliği, işlenme tarihi, failin yaşı, ve kesilme/durma nedenleri dikkate alınır. Sürenin başlangıç ve bitiş noktalarının doğru tespiti, davanın düşüp düşmeyeceğini belirler.

Ceza zamanaşımında, sanık hakkında söz konusu cezaya hükmedilip mahkumiyetine karar verilmiş olsa da, ceza zamanaşımı sürelerinin geçmesi hasebiyle hükmün infazı yapılamamaktadır ve infaz ilişkisi sona ermektedir. Hükmedilen cezanın zamanaşımına uğramasının düzenlenmesindeki amaç; geçen uzun yıllara rağmen infazı yapılamayan mahkumiyet kararlarında cezanın unutulduğu, aleyhine mahkumiyete hükmedilen kişinin bu süre zarfında kişiliğinin değişebileceği, kararın infazında amaçlanan sosyal yararın vuku bulamayabileceği gibi sebeplerdir. Sanığa verilen cezanın kesinleştiği an ceza zamanaşımı süresi işlemeye başlamaktadır. İnfazın, kanunda belirtilmiş süre içerisinde gerçekleşmemesi durumunda da, sanık aleyhine hükmedilmiş olan ceza, zamanaşımına uğradığından bahisle infaz edilemez. Ceza zamanaşımının dolması ile mahkumiyet hükmünün infazının yapılamaması haricinde, alınmış olan cezanın diğer tüm hukuki sonuçları devam edecektir. Örnek olarak; belli suçların işlendiği durumda memuriyet giriş şartları, adli sicil kaydının silinmesi şartları, memnu hakların iadesi şartları vb. gibi cezaya bağlı sonuçlar varlığını devam ettirir.

Türk Ceza Kanunu’nun 68. maddesinde söz konusu ceza zamanaşımı süreleri şu şekilde
hüküm altına alınmıştır:
“a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarında kırk yıl.
b) Müebbet hapis cezalarında otuz yıl.
c) Yirmi yıl ve daha fazla süreli hapis cezalarında yirmi dört yıl.
d) Beş yıldan fazla hapis cezalarında yirmi yıl.
e) Beş yıla kadar hapis ve adlî para cezalarında on yıl.
(2) Fiili işlediği sırada on iki yaşını doldurmuş olup da on beş yaşını doldurmamış olanlar
hakkında, bu sürelerin yarısının; on beş yaşını doldurmuş olup da on sekiz yaşını doldurmamış
olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle ceza infaz edilmez.
(3) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı yurt dışında işlenmiş suçlar
dolayısıyla verilmiş ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis veya on yıldan fazla
hapis cezalarında zamanaşımı uygulanmaz.
(4) Türleri başka başka cezaları içeren hükümler, en ağır ceza için konulan sürenin
geçmesiyle infaz edilmez.
(5) Ceza zamanaşımı, hükmün kesinleştiği veya infazın herhangi bir suretle kesintiye uğradığı
günden itibaren işlemeye başlar ve kalan ceza miktarı esas alınarak süre hesaplanır.

 

Ceza Zamanaşımının Kesilmesi

Türk Ceza Kanunu’nun 71. maddesinde ceza zamanaşımını kesen sebepler hüküm altına alınmıştır . Söz konusu hükme göre; sanığa mahkumiyet hükmünün infaz edilmesi için yetkili merciinin hükümlü kişiye kanuna göre tebligat yapmış olması veya bu amaçla hükümlünün yakalanması zamanaşımını keser. Ayriyeten; bir suçta dolayı mahkum olmuş olan kişi, üst sınırı 2 yıldan fazla hapis cezasını gerektiren kasıtlı bir suç işlemesi durumunda da ceza zamanaşımı kesilecektir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılmasında Zamanaşımı

Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında zamanaşımının hesaplanması olağan ve olağanüstü olmak üzere iki şekilde karşımıza çıkmaktadır.

Olağan Zamanaşımı Hesaplaması

İlk işlenen suçun tarihinden başlanarak geçen süre zarfında sanığın sorgusunun yapılması işlemi zamanaşımını kesen son işlemdir. Sanığın sorgusundan, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kesinleşme tarihine kadar geçen süre ile denetim süresinde işlenen suç tarihinden, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının açıklanma tarihine kadar geçen sürenin toplamı 8 yıl ise olağan zamanaşımı olarak hesaplanır. 8 yıl dolmuş ise söz konusu olağan zamanaşımı dolar. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kesinleşme tarihi ile ikinci suç tarihine kadar olan süre zamanaşımı durma süresidir.

Olağanüstü Zamanaşımı Hesaplaması

Suç tarihinden itibaren, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kesinleşme tarihine kadar geçen süre ile; ikinci suçun işlendiği tarih ve İstinaf/Yargıtay incelemesi tarihine kadar geçen sürenin toplamı 12 seneyi geçmekteyse olağanüstü zamanaşımı dolmuş olur. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının kesinleştiği tarih ile ikinci suç tarihine kadar olan süre zamanaşımının durma süresidir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının açıklanma tarihinden sonra 8 yıl doluyorsa, sanık hakkında mahkumiyet hükmü verilmesi zamanaşımını keseceği için bu tarz durumlarda 12 seneye göre, yani olağanüstü zamanaşımına göre hesaplama yapılmalıdır. Özet olarak; suç tarihinden sonra geçen süre ile durma süresinin toplamı 12 yılı geçiyorsa olağanüstü zamanaşımı olur. Suçun işlendiği tarih ile Yargıtay’ın inceleme tarihi arasında 12 yıl ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasında duran süre toplandığında 12 yılı geçmiş ise olağanüstü zamanaşımı da geçmiş olur. Zamanaşımı dolduğu zaman mahkeme tarafından Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 223.maddesinin 8.fıkrasındaki hükmü gereği düşme kararı verilmesi gerekmektedir. Denetim süresi içerisinde işlenen ikinci suç, kasten işlenen bir suç olması kaydı ile aynı zamanda bu suç kesinleşmiş ise zamanaşımı hesaplamasında ikinci suçun tarihinden itibaren duran zamanaşımı yeniden işlemeye başlar.

Zamanaşımına Dahil Olmayan Suçlar

Savaş suçları, insanlığa karşı işlenen suçlar ve soykırım gibi uluslararası suçlar zamanaşımına dahil değildir.

 

Stj. Av. Ecem SAVAŞ

İlgili Makaleler:

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı

Kasten Yaralama Suçu

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ByLock Kararı

Sosyal Medyada Paylaş

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir