Karabük Ceza Avukatı
Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Adına Suç İşleme: İptal Kararı

Anayasa Mahkemesi, 26 Ekim 2023 tarihinde verdiği kararla, Türk Ceza Kanunu’nun “Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme” suçunu düzenleyen hükmünü (TCK m. 220/6 ) iptal etti. Uzmanlar ise, iptal kararının Türkiye’deki hukuk düzenine önemli etkilerinin olmasını bekliyor. Bu sebeple; bu yazımızda, söz konusu kararı inceleyeceğiz.

 

AYM Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Suçu İşlemeye İlişkin İptal Kararı

İptal konusu kural “terör örgütüne üye olmaksızın örgüt adına suç işleme”  suçunu düzenleyen kural (TCK m. 220/6) ise, şu şekilde düzenlenmiştir.

 

Türk Ceza Kanunu m. 220/6

“Örgüte üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleyen kişi, ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılır. Örgüte üye olmak suçundan dolayı verilecek ceza yarısına kadar indirilebilir. Bu fıkra hükmü sadece silahlı örgütler hakkında uygulanır.”

Bu kapsamda; terör örgütüne üye olmaksızın örgüt adına suç işlenmesi için,

  • Fail bir suç örgütünün hiyerarşik yapısına dâhil olmamalıdır.
  • Failin gerçekleştirdiği iddia ve kabul edilen fiil suç oluşturmalıdır.
  • Fail suçun örgüt adına işlemiş olmalıdır.
  • Örgüt silahlı örgüt olmalıdır.

 

Karara konu olayda, sanıklar hakkında silahlı terör örgütüne üye olmaksızın örgüt adına suç işlemeye ilişkin dava mevcuttur. Bu bağlamda; Patnos Ağır Ceza Mahkemesi ve İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kuralın Anayasa m. 2, 13 ve 38 aykırılığı iddiasıyla itiraz başvurusunda bulunmuştur. AYM ise, 26.10.2023 tarihli E. 2023/132 ve K. 2023/183 kararı ile itiraza konu hükmü suçta ve cezada kanunilik ilkesine (Anayasa m. 38) aykırı bularak esastan iptal kararı vermiştir.

 

AYM Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Suçu İşlemeye İlişkin Neden İptal Kararı Verdi?

AYM, iptal kararına konu olan hükmü Anayasa’daki suçta ve cezada kanunilik ilkesi (Anayasa m. 38) aykırılık gereğince iptal etti. Söz konusu ilke Anayasa‘da ve uluslararası sözleşmelerde şu şekilde düzenlenmiştir.

 

Suçun Kanuniliği

  • Anayasa m. 38/1

Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez

  • Medenî ve Siyasî Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi m.15/1, c.1

Hiç kimse, işlendiği zamanda ulusal ya da uluslararası hukuk bakımından suç sayılmayan bir fiil ya da ihmal yüzünden suçlu sayılamaz.”

 

Cezanın Kanuniliği

  • Anayasa m. 38/3

“Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur”

  • AİHS m. 7/1

Hiç kimse, işlendiği zaman ulusal veya uluslararası hukuka göre suç oluşturmayan bir eylem veya ihmalden dolayı suçlu bulunamaz. Aynı biçimde, suçun işlendiği sırada uygulanabilir olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez.

Bu sebeplerle; kanun hükmünün keyfî davranışlarının önüne geçecek ve kişilerin hukuku bilmesine yardımcı olacak biçimde, şu niteliklere olması gerekir.

  • Erişilebilir
  • Öngörülebilir 
  • Belirli

 

Böylece; kişilerin yasak fiilleri önceden bilmeleri düşüncesine dayanan bu ilkeyle, temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Ancak; AYM, örgüt üyesi olmaksızın örgüt suçu işlemeye ilişkin düzenlemenin erişebilirlik, öngörülebilirlik ve belirlilik standartlarını taşımadığını belirtmiştir. Bu kapsamda; AYM bu durumu aşağıdaki gerekçelerle açıklanmıştır.

 

“Örgüt Adına İşlenen Suç” Kavramının İçeriğine İlişkin Düzenlemenin Yokluğu

İlgili düzenlemede, örgüt adına işlenen suç kavramından ne anlaşılması gerektiğine dair herhangi bir düzenleme yoktur. Ayrıca; kanun koyucunun anayasal ilkelere bağlı kalmak şartıyla hangi eylemlerin suç sayılacağı, bunun hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla karşılanacağı, nelerin ağırlaştırıcı veya hafifletici sebep olarak kabul edileceği konusunda takdir yetkisinin bulunduğu açıktır. (TCK m. 220/6, c.2) Bu doğrultuda; takdir yetkisinin ağırlığa sahip suçların bu suçu işlemesi halinde, suçun temel şeklinden farklı bir ceza yaptırımının öngörülmesi veya suçun niteliğinin değişmesi de mümkündür. Bu durumda; yargı makamları, örgüt adına işlenen suç kavramını her somut olayın özelliklerine göre farklı yorumlar. Ancak; söz konusu düzenleme, kişilerin örgüte üye olma suçuna ilişkin su şekilde son derece ağır bir suçtan cezalandırılmalarına sebep olacak şekilde geniş yorumlanmaya müsaittir:

  • Örgüt üyeliğine dair herhangi bir somut delil bulmadan
  • İşlenen suçun niteliği ve ağırlığı itibarıyla örgütün amacına ne surette katkıda bulunduğu da dikkate almadan

 

Bu sebeple; yargı makamları, suç ve cezada kanunilik ilkesinin belirlilik ilkesini  yargısal yorumla da sağlayamaz. Dolayısıyla kuralın kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarını önleyecek şekilde belirli ve öngörülebilir nitelikte değildir. Bu yönüyle düzenleme kanunilik şartını taşımaz.

 

Suçlar Arasında Ayrım Olmaması

Düzenleme; örgüt adına suç işleyen kişiyi ayrıca örgüte üye olma suçundan da cezalandırır. Bu bağlamda; mahkeme, failin bir suçun örgüt adına işlediğini kabul ederse, faili işlediği suç ile birlikte örgüte üye olma suçundan da cezalandırır. (TCK m. 220/6, c.1) Böylece,  kanun koyucu işlenen suçlar arasında bir ayrım yapmamıştır. Mahkeme, suçun niteliğine veya ağırlığına bakmaksızın, herhangi bir suçu bu hüküm kapsamına alabilir. Böylece; mahkeme, kişileri ayriyeten örgüte üye olma suçundan da cezalandırır. Bu durum, son derece ağır bir ithamdır. Ayrıca, ceza öngören bir suçun kapsamını ölçütleri belirsiz olacak biçimde genişletir.

Diğer taraftan; kanun koyucu, söz konusu suçun faili bakımından herhangi bir ayırt edici unsura yer vermemiştir. Bu sebeple, suç örgütüne üye olmayan herkes, örgüt adına suç işleme suçunu, herhangi bir menfaat karşılığında veya bir menfaat karşılığı olmadan da, fail olarak işleyebilir.

Son olarak; örgüt adına işlenen suçlar bakımından herhangi bir sınırlama getirilmemiştir. Zira; söz konusu düzenleme uygulandığında silahlı örgüte üye olma suçu bakımından aranan belirli şartlar, örgüte üye olmayan ancak örgüt adına suç işleyen bir kimse yönünden aranır. Ayrıca; mahkeme, her iki kategorideki kimseler arasında herhangi bir ayrım yapmadan örgüte üye olmayan ancak örgüt adına suç işleyen kişi örgüt üyesi olarak cezalandırır. Böylece; bir kişi silahlı örgütle zayıf bağlantılı bir suç işlediği iddiasıyla ve örgütle bağlantısı açıkça ortaya konmadan cezalandırılabilir. Ayrıca; işlediği suçun yanı sıra, örgüt üyeliğinden de cezalandırılır. Bu durum, örgüt adına suç işleyen kimsenin örgüt üyelerine göre daha ağır cezalarla karşılaşmasına sebep olur. Dolayısıyla; hakim, istisna haricinde işlenen herhangi bir suçun örgüt adına işlendiğinin değerlendirilmesi durumunda, kişiler örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunu işleyebilecek niteliktedir.

 

Temel Hak ve Özgürlükler Açısından Yeterli Koruma Sağlamaması

Suçta ve cezada kanunilik ilkesi temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceği ilkesinin (Anayasa m. 13) suç ve cezalar yönünden özel düzenlemesidir. Suçta ve cezada kanunilik ilkesi, cezalandırmanın temel haklara etkisinden bakımından önemlidir. Bu sebeple zaman içinde bir ceza hukuku kavramı olarak alt ilkeler de içerecek şekilde gelişmiştir. 

Söz konusu düzenlemedeki suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık, ilgili düzenlemeyi temel hakların kullanımıyla ilgili suçlarda uygulayabilir kılmaktadır. Böylece, kuralda yer alan örgüt adına kavramının belirsizliğinden kaynaklı geniş yorumu sebebiyle kural, şu temel özgürlükler üzerinde güçlü bir caydırıcı etki yaratmaktadır:

  • İfade Özgürlüğü
  • Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü
  • Din ve Vicdan Özgürlüğü

 

İfade Özgürlüğü Açısından Yeterli Koruma Sağlamaması (Anayasa m. 26)

Bu düzenleme sebebiyle; yargı makamları, kişileri ifade özgürlüğünü kullanmaları sırasında işledikleri suçlardan dolayı mahkûm etme ihtimali vardır.. Bu durum ifade özgürlüğünün kullanılması üzerinde de caydırıcı etki yaratır. Kuralın uygulanmasının yalnızca daha önce ceza alan kişilerin ifade özgürlüğünü bir daha kullanmaktan caydırmaz. Aynı zamanda, toplumun diğer mensuplarını da düşüncelerini serbestçe açıklamaktan caydırır. Cezalandırılma korkusunun doğurduğu caydırıcı etki toplumdaki ve kamuoyundaki farklı seslerin susturulmasına yol açar. Çoğulcu toplumun sürdürülebilmesine engel olur. 

 

Örgütlenme ve Toplanma Özgürlüğü Açısından Yeterli Koruma Sağlamaması (Anayasa m. 33, 34, 51, 53, 54 ve 68)

Kanun koyucu, 3713 sayılı Kanun m. 7/5  ile belirli temel hak ve özgürlükler söz konusu düzenlemenin suçları  kapsamından çıkarmıştır. Ayrıca; bu düzenlemenin özellikle örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün kullanımına dair yeterli koruma sağlamaz. Diğer taraftan; mahkeme, düzenleme kapsamı dışındaki örgütlenme ve toplanma özgürlüğünün kullanımıyla bağlantılı suçlar bakımından kuralı uygulayabilme yetkisine sahiptir.

 

Din ve Vicdan Özgürlüğü Açısından Yeterli Koruma Sağlamaması (Anayasa m. 24)

Bu düzenlemeye göre; mahkeme örgüt üyesi olmayan sanığa, örgütün amacını destekleyen bir suç işlediği için ceza verebilir. Bu durum, kişilerin din ve vicdanlarına göre hareket etme özgürlüğünü kısıtlayıcı bir etki yaratmaktadır. Örneğin; mahkeme dini inancına göre savaş karşıtı kişiye, silahlı bir örgüte karşı bir suç işlediği için örgüt üyeliğinden ceza verebilir. Bu durum, kişinin din ve vicdan hürriyetinin ihlali anlamına gelmektedir. Sonuç olarak, örgüt üyesi olmadan örgüt suçu işlemenin suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırılık oluşturan tarafı, bu düzenlemenin din ve vicdan hürriyetini kısıtlayıcı nitelikte olmasıdır. Bu düzenleme, kişilerin din ve vicdanlarına göre hareket etme özgürlüğünü kısıtlayarak, suç ve cezada kanunilik ilkesinin belirlilik ilkesine de aykırılık oluşturmaktadır.

 

Ne Zaman Uygulanmaya Başlayacak ?

AYM, kararı, hükmün iptalinin kamu yararını ihlali ihtimaline karşı yürürlük tarihi için ileri bir tarih belirledi. Bu sebeple; mahkeme, iptal kararını Resmi Gazetede yayınlandıktan dört ay sonraki 08.04.2024 tarihinden itibaren uygulayacak. (Anayasa’ m.153/3, 6216 Sayılı Kanun m. 66/3)

 

Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Suçu İşleme Suçunun İptali Kararının Sonuçları Nedir?

Söz konusu iptal kararı davalar, kişiler ve özgürlükler açısından belli sonuçlar doğurur.

 

Davalar Açısından Sonuçları Nedir?

Açılacak davalarda; mahkeme, ilgili hüküm artık uygulayamaz Süren davalarda, iptal kararı 08.04.2024 tarihinden itibaren uygulanacaktır. Kesinleşmiş davalarda ise, iptal kararı geriye dönük olarak uygulanmayacaktır. Bu nedenle, ilgili hüküm kapsamında kesinleşmiş mahkumiyet kararları geçerliliğini koruyacaktır.

 

Kişiler Açısından Sonuçları Nedir?

Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan yargılanan veya mahkum olan kişiler, iptal kararı ile birlikte bir miktar hak kazanacaktır. Diğer taraftan; bu kişiler, örgüt üyeliği suçundan yargılanmaktan ve daha ağır cezalara çarptırılmaktan kurtulacaktır. Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçunu işleyenler, iptal kararı ile birlikte daha az ceza alacaktır. Bu suçtan dolayı aldıkları cezalar, örgüt üyeliği suçundan aldıkları cezadan daha hafif olacaktır.

 

Özgürlükler Açısından Sonuçları Nedir?

AYM’nin kararı, kanunilik ve öngörülebilirlik ilkelerini güçlendirecektir. Bu sayede, kişilerin hangi eylemlerin suç olduğunu daha kolay anlayacaktır. Böylece, ilgili hüküm gerekçesiyle haksız yere cezalandırılmasının önüne geçilecektir. Son olarak, AYM’nin kararı, bu suç ile doğrudan ilintili temel özgürlüklerini etkili şekilde korur.

 

Anayasa Mahkemesi Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Suçu İşleme İptal Kararının Değerlendirmesi

 

İptal kararı, uluslararası hukuk ve insan hakları standartlarıyla uyumludur. Çünkü; karar, suçun unsurlarını açık ve net bir şekilde tanımlamaktadır. Bu unsurlar arasında şunlar yer alır:

  • Failin örgüt adına suç işlemesi
  • Failin uçun örgüt adına işlendiğini bilmesi
  • Örgütün silahlı olması

 

Ayrıca; karar, örgüt adına suç işlemenin suçun örgütsel amaç ve strateji doğrultusunda gerçekleştirilmesi olarak tanımlar. Bu yüzden; suç somut olaya göre, değerlendirilmesi gerekir. Bu durum, suçun geniş yorumlanmasını ve keyfi uygulamaların önlenmesini sağlamaktadır. Sonuç olarak, AYM’nin kararı, suçta ve cezada kanunilik ilkesine, hukuk devleti ilkesine ve suçun somut olaya göre değerlendirilmesi gerekliliğine uygun olarak verilmektedir. Bu nedenle, kararın uluslararası hukuk ve insan hakları standartlarıyla uyumludur.

Ayrıca; karar, AYM’nin kararı, oybirliği ile verilmiştir. Kararda karşı oy bulunmaması, kararın hukuki açıdan sağlam temellere dayandığını göstermektedir.

Son olarak; karar suçta ve cezada kanunilik ilkesinin korunması açısından, önemli bir güvence oluşturmaktadır. Bu nedenle, kararın yargı sisteminin hukuki temellerini sağlamlaştırmaya yönelik bir adımdır. Öte yandan, karar, terörle mücadelede etkinliğin sağlanmasına da katkı da sağlar.

 

İptal Kararının Tersi Yönündeki AYM Kararı

Anayasa Mahkemesi GK., 1991/18 E., 1992/20 K. sayılı kararı;

“… 2. maddenin son fıkrasına göre, ‘Terör örgütüne mensup olmasa dahi örgüt adına suç işleyenler de terör suçlusu sayılır.’ … 2. maddesinin Anayasa’ya aykırı olmadığına ve iptal isteminin REDDİNE, OYBİRLİĞİYLE, … 31.3.1992 gününde karar verildi.” şeklindedir.

 

Stj. Av. Zeynep ÜRÜŞAN

İlgili Makaleler:

Ceza Hukuku

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı

Kasten Yaralama Suçu

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Cinsel Taciz Suçu ve Cezası

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ByLock Kararı

Anayasa Mahkemesi Basit Yargılama Usulü İptal Kararı

Uluslararası Ceza Hukuku Açısından İsrail-Filistin Savaşı

Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali

Uzlaşma Sonrası Tazminat Davası Açılamaması İptal Kararı

Tefecilik Suçu ve Cezası

Etkin Soruşturma ve Yaşam Hakkı

HAGB Uygulamasını İptal Eden AYM Kararı

2 Responses

  1. Hocam mrb benim abim 220. Maddden ceza aldi 16 senedir yatiyor daha 10 seneye kadar da cezasi var bugun beni c.evinden aradi bu maddenin iptal olmasiyla bize indirim olmusmu diye sordu 220. Madde silahli orgute uye olmak adli siyasi degil cevaplarsaniz sevinirim tskkr ederim

    1. İptalden önce ayrıca örgüte üye olmak suçundan da cezalandırılıyordu. İptal kararı ile; mahkemeye cezayı indirme yetkisi, tanındı. Ancak; dosyanın detayarını bilmeden tam ve doğru bir cevap vermek mümkün deği. Durumun detaylarını konuşmak için, sizi ofimize bekleriz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir