Makul sürede yargılanma hakkı, davayı uzatmadan hakkın yerine getirilmesini amaçlar. Bu kapsamda; makul sürede yargılanma hakkı, hem Anayasa’da (m. 36 ve 141/4) hem de Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (m. 6/1) düzenlenmektedir. Tüm bu düzenlemelere rağmen, uygulamada yargılamalar uzun sürmeye devam etmektedir. Hatta, Adalet Bakanlığı tarafından belirlenen yargılama süreleri aşılmaktadır. Bu yazıda, Keser Altıntaş Kararının yargılanma süresi açısından önemini ele alacağız. Bu kapsamda; kararın hukukumuzda doğurduğu tartışmaları ve olası sonuçları inceleyeceğiz.
Geçmişteki basit yargılama usulü ve uzlaşma konusundaki AYM karar incelemelerine ilişkin makalelerimizi inceleyebilirsiniz.
Keser Altıntaş Kararı
Anayasa mahkemesi; tapu iptal ve tescil davasında, makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddialı başvuruyu reddetmiştir. AYM ise, red kararının gerekçesini “incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği” şeklinde belirtmiştir. Bu karar 10.10.2023 tarihinde yayımlanan Keser Altıntaş-B. No: 2023/18536 kararıdır ve hukuk camiasında büyük tartışmalara yol açmıştır.
Bu kararda; başvurucu, asliye hukuk mahkemesinde açtığı tapu iptali ve tescili davasının devam ettiğini belirmiştir. Bu davaya dayanarak makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. İşbu iddia üzerine konu inceleme altına alınmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi tarafından “Bu durumda Nevriye Kuruç pilot kararındaki ilke ve esaslar dikkate alındığında İç Tüzük’ün 80. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (ç) bendine göre, yukarıda ayrıntıları ile belirtilen gerekçelerden ötürü makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasıyla yapılan başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği için başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.” gerekçesiyle başvuru reddedilmiştir.
Kararın devamında ise “Bu doğrultuda 6384 sayılı Kanun’un geçici madde 2 ile 9/3/2023 (bu tarih dâhil) tarihine kadar Anayasa Mahkemesi önünde makul sürede yargılama yapılmadığı iddiasına ilişkin derdest başvurular için Tazminat Komisyonuna başvuru imkânı getirildiğinden 10/3/2023 tarihinden itibaren yapılan başvurularda düşme kararı verilmesi gerekir.” ifadesi ile Anayasa Mahkemesine makul sürede yargılanma hakkına ilişkin olarak ileri yapılması olası başvuruların önü kesmiştir.
Karşı Oy
Anayasa Mahkemesi’nin Keser Altıntaş kararına yönelik olarak karşı oylar da gündeme gelmiştir. Anayasa Mahkemesi Üyelerinden M. Emin Kuz’un karşı oy gerekçeleri “Esasen söz konusu hakkın ihlaline yol açan yapısal ve sistematik sorun, bu konudaki mağduriyetin tam olarak giderilmesini sağlamayan, bir nebze hafifletilmesi için de son çare olarak görülmesi gereken tazminat talepleri konusunda Anayasa Mahkemesine başvurmadan önce gidilebilecek etkili ve sürekli bir yol kurulmaması değil, yıllardır ülkemizde yargılamaların uzamasına ve adaletin gecikmesine yol açan sebeplerin varlığını sürdürmesidir.
Herkes tarafından kabul edilen ancak gereği yapılmayan “Geciken adalet, adalet değildir.” söyleminin zorunlu kıldığı tedbirler alınıncaya kadar, bu yapısal ve sistematik sorunun adil yargılanma hakkının ihlaline yol açmaya devam edeceği de açıktır.
Bu sebeple AYM, pilot kararda belirtilen yapısal sorunların ortadan kaldırılmasına katkı sağlayacak tedbirlerin alınması için sadece yapılacak bireysel başvurulardan önce gidilebilecek etkili ve sürekli bir başvuru yolu oluşturulana kadar olmasının yeterli olmadığı belirtti. Ayrıca, makul sürede yargılamanın temel sorunları için diğer düzenlemelerin de yapılmasına kadar bir çözüm getirdi. Böylece; AYM, makul sürede yargılanma hakkı ve bağlantılı etkili başvuru hakkının ihlali iddialarını incelenmeyi sürdürecek. (Nevriye Kuruç [GK], B. No: 2021/58970, 5/7/2022)
Keser Altıntaş Kararının Sonuçları
Öncelikli olarak Nevriye Kuruç pilot kararı sonrasında oluşturulan tazminat komisyonunun yalnızca 09.03.2023 tarihine kadar olan başvuruları kapsadığı, bu sebeple 10.03.2023 tarihinden itibaren yapılan “makul sürede yargılanma hakkı” konulu başvurulara yönelik olarak düşme kararı verileceğine hükmedilmiştir. Bu noktada iç hukukta söz konusu hakkın ihlal edilmesinde etkin bir başvuru yolu kalmamaktadır. Konuyla alakalı olarak AYM’ye başvurulması durumunda ise düşme kararının verileceği bakımından şüphe bulunmamaktadır. Bu durum, makul sürede yargılanma hakkı ihlali iddialı başvurular açısından AYM’nin artık etkisiz bir yol olduğunu gösterir. Bu sebeple; makul sürede yargılanma hakkının ihlali iddiasında bulanan kişiler AYM’ye gitmeden doğrudan AİHM’e başvurmalıdır. Bu sonuç, AYM önünde halen derdest salt süre başvuruları açısından da geçerlidir. Zira; verilecek karar artık belli olduğundan bu kişilerin, AYM kararını beklemeden; AİHM’e başvuru yapmaları gerekir. Aksi halde; AİHM, etkisiz bir yolun sonucunu bekledikleri gerekçesiyle başvurularını 4 aylık süreye uyulmaması sebebiyle reddedecektir.
Kararın Değerlendirilmesi
Anayasa ile güvence altına alınan adil yargılanma hakkının temel esasından biri yargılamaların makul sürede tamamlanması hakkıdır. Bu noktada Anayasa Mahkemesi’nin Keser Altıntaş Kararı ile 10.03.2023 tarihinden itibaren makul sürede yargılanma hakkının ihlaline ilişkin olarak başvuruların incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmediği gerekçesiyle düşmesine karar verilmesinde hukuki bir yarar bulunmamaktadır. Aksine etkili bir yolun kapatılmasının yanında yaşanan mağduriyetlerin giderilmesine yönelik herhangi bir anlamı da bulunmamaktadır. Böylece bu büyük çerçevede adil yargılanma hakkının ihlalini oluşturan bir olgu haline gelmiştir. Ülkemizdeki yargılamaların makul sürede sonuçlanması için yapılan çalışmaların etkisini henüz görülmemektedir. Bu sebeple, AYM’nin başvuruları incelemeye devam devam ederek, hukuk devleti ilkesini gereğini yerine getirmektedir.
İlgili Makaleler:
Uzlaşma Sonrası Tazminat Davası Açılamaması İptal Kararı
Anayasa Mahkemesi Basit Yargılama Usulü İptal Kararı
HAGB Uygulamasını İptal Eden AYM Kararı