Karabük Avukat,Karabük Ceza Avukatı,Safranbolu Avukat,Safranbolu Ceza Avukatı
basit dolandırıcılık suçu

Basit Dolandırıcılık Suçu

Basit dolandırıcılık suçu; failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatması, mağdurun veya başkasının zararı için kendisine veya başkasına yarar sağlamasıdır (TCK m.157). Bu doğrultuda; Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 157. maddesi hükmünde, basit dolandırıcılık suçu ve cezası düzenlenmiştir.

Bu durumda; kişilerin aklına “Basit dolandırıcılık suçu nedir?”, “Basit dolandırıcılık suçunun cezası ne kadardır?” veya “Hangi davranışlar basit dolandırıcılık sayılır?” gibi soruları getirmektedir. Diğer taraftan; suçun şikayete tabi olup olmadığı, uzlaşma hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı  ya da zamanaşımı süresinin ne olduğu  gibi hususlar da söz konusu olmaktadır. Bu sebeplerle; basit dolandırıcılık suçuna ilişkin konuları detaylı bir şekilde ele alarak, basit dolandırıcılık suçunu farklı yönleriyle incelemiş olacağız.

Ayrıca; basit dolandırıcılık suçu ve Ceza Hukuku hakkında detaylı bilgi almak için web sitemizdeki makalelerimizi inceleyebilirsiniz. Dilerseniz de; uzman ceza hukuku avukatları ile iletişime geçerek, yüz yüze veya online hukuki danışmanlık alabilirsiniz.

 

Basit Dolandırıcılık Suçu Nedir?

Basit dolandırıcılık suçunun yasal dayanağı TCK m. 157’dir. Bu doğrultuda; kanun koyucu basit dolandırıcılık suçunu düzenleyerek hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişinin cezalandırılacağını hüküm altına almıştır.

Yazının giriş kısmında da belirttiğimiz gibi; basit dolandırıcılık suçu, failin hileli davranışlarla mağduru aldatarak mağdurun zararına ve kendi yararına haksız menfaat temin etmesi ile oluşmaktadır. Hukuki (yasal) tanıma göre ise; basit dolandırıcılık suçu, hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp onun veya başkasının zararına olarak kendisine veya başkasına bir yarar sağlamaktır (TCK m. 157). Böylece; kanun koyucu, basit dolandırıcılık suçunu tanımlayarak, suçun yasal çerçevesini çizmiştir. Dolayısıyla, kanun koyucu; malvarlığına karşı suçlar içerisinde basit dolandırıcılık suçunu düzenlenmiştir (TCK m.157). Kanun koyucu, basit dolandırıcılık suçunu TCK’da “Malvarlığına Karşı Suçlar” ana başlığı altındaki onuncu bölümde düzenlemiştir. Böylece, bir kimsenin malvarlığına yönelik hileli saldırılar, Türk hukuk sisteminde suç olarak tanımlanmış ve cezai yaptırımlara bağlanmıştır.

Diğer taraftan; kanun koyucu, mevzuatta basit dolandırıcılık suçunu düzenleyerek, kişilerin malvarlığı değerlerini korumayı, ayrıca kişiler arasındaki ticari ve sosyal ilişkilerde bulunması gereken iyi niyet ve güveni temin etmeyi amaçlamaktadır. Çünkü; basit dolandırıcılık suçunda korunan hukuki değer, öncelikle kişilerin mal varlığıdır. Bu suçla kişilerin malvarlığına karşı işlenen hileli eylemlerin önüne geçilmesi hedeflenmektedir (TCK m. 157 Gerekçesi). Dolayısıyla; basit dolandırıcılık suçu, bireylerin malvarlığını ve irade serbestisini tehdit eden bir suçtur. Ancak; Türk hukuk sisteminde Anayasa başta olmak üzere, çeşitli mevzuatlarda bireylerin mülkiyet hakkı ve serbest iradesiyle işlem yapma özgürlüğü büyük önem taşımaktadır. Bunun sonucunda; kanun koyucu, hileli eylemlerle kişilerin aldatılmasını ve bu yolla haksız kazanç elde edilmesini engelleyerek toplumsal ve ekonomik düzende güvenin devamlılığını sağlamaktadır.

 

Basit Dolandırıcılık Suçu Hangi Kanunda Düzenlenmiştir? (TCK 157. Madde)

Türkiye’de basit dolandırıcılık suçu, genellikle ceza hukuku bağlamında ele alınmaktadır. Bu suç, mağdurun aldatılması yoluyla haksız menfaat elde edilmesi ve mağdurun malvarlığında zarara sebep olunması esasına dayanmaktadır.

Bu doğrultuda; basit dolandırıcılık suçunun ana düzenlemesi Türk Ceza Kanunu (TCK)’dır. (TCK m. 157) Bu kanun ile basit dolandırıcılık suçu tanımlanmış ve belirli cezalar öngörülmüştür. Ayrıca, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK)‘nda basit dolandırıcılık suçunun soruşturma ve kovuşturma usullerine ilişkin genel kurallar düzenlenmiştir.

Diğer taraftan; Anayasa ve dolaylı olarak uluslararası sözleşmeler de bu alandaki temel güvenceleri ve ilkeleri oluşturmaktadır. Ancak; kanun koyucu, yönetmelik ve diğer alt düzenlemeler ile suçun özüne dokunmayan idari veya teknik detayları belirleyebilmektedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçunun Unsurları Nelerdir?

Basit dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için belirli unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda; söz konusu unsurlar genel olarak maddi ve manevi unsurlar olmak üzere 2 ayrı başlıkta incelenmektedir.

Basit dolandırıcılık suçunun maddi unsurları, suçun dış dünyada gerçekleşen ve gözlemlenebilir olan yönlerini ifade etmektedir. Bu bağlamda; basit dolandırıcılık suçunun maddi unsurları fiil, fail, mağdur, konu, netice ve nedensellik bağıdır.

Manevi unsur ise, ceza hukukunda failin gerçekleştirdiği eylem ile bu eylemin sonucu arasındaki psikolojik ve iradi bağlantıyı ifade etmektedir. Bu sebeple; manevi unsur, hukuka aykırı fiilin, isnat yeteneği bulunan bir kişi tarafından bilerek ve isteyerek yapılması gerektiğini belirtmektedir. Bu bağlamda manevi unsur, fiilin kasten mi yoksa taksirle mi işlendiğini belirlemekte olup bu unsur olmaksızın suçun varlığından bahsetmek hukuken mümkün olmamaktadır.

 

Unsur Açıklama
Maddi Unsurlar
Fiil Basit dolandırıcılık suçunda fiil, failin hileli davranışlarla bir kimseyi aldatmasını ve bu aldatma sonucu mağdurun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına haksız bir yarar sağlamasını ifade etmektedir. Bu hileli davranışlar, mağdurun iradesini yanıltarak onu normalde yapmayacağı bir tasarrufta bulunmaya yönelten her türlü aldatıcı eylemi kapsamakta ve tek bir hileli davranış dahi suçun oluşumu için yeterli olabilmektedir. Suç, kural olarak aktif (icrai) hareketlerle işlenmekteyse de, failin mağduru bilgilendirme yükümlülüğü olduğu durumlarda ihmali hareketle de işlenebilmektedir. Serbest hareketli bir suç olduğundan, kanun belirli bir hareket şekli öngörmemekte olup, hileli davranışın aldatmaya elverişli olması yeterli bulunmaktadır. Ancak, bu davranışların mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldıracak ölçüde ustaca olması ve karmaşık araçlar kullanılmaması gerekmektedir. Aksi takdirde, nitelikli dolandırıcılık suçu gündeme gelebilmektedir.
Fail Basit dolandırıcılık suçunda fail, suçun kanuni tanımındaki hileli davranışları bizzat gerçekleştiren, bu eylem üzerinde hakimiyet kuran ve iradi olarak hareket etme kabiliyetine sahip herhangi bir gerçek kişi olmaktadır. Türk ceza hukuku, failin yalnızca insan olabileceğini kabul etmektedir. Bu suç, failin belirli bir sıfata sahip olmasını gerektirmeyen “genel suç” niteliğinde bulunmakta; dolayısıyla herkes bu suçun faili olabilmektedir.
Mağdur Basit dolandırıcılık suçunda mağdur, failin hileli davranışlarıyla iradesi fesada uğratılarak aldatılan gerçek kişi olmaktadır. Suçla korunan hukuki değerler malvarlığı ve irade özgürlüğü olmakta, aldatılan kişi ile malvarlığı zarara uğrayan kişinin farklı olması durumunda, aldatılan kişi mağdur, malvarlığı zarar gören ise suçtan zarar gören olarak kabul edilmektedir. Mağdurun aldatılabilmesi için belirli bir algılama yeteneğine sahip olması gerekmektedir. Zayıf algılama yeteneğine sahip kişilerin istismarı nitelikli hal sayılmaktadır.
Konu Basit dolandırıcılık suçunun konusu, failin hileli davranışları sonucunda mağdurun malvarlığında meydana gelen zararı ve failin ya da başkasının elde ettiği haksız ekonomik yararı oluşturmaktadır. Esasen bu, üzerinde tasarrufta bulunulan ve zarara uğratılan malvarlığı değeri ile elde edilen haksız menfaati ifade etmektedir.
Netice Basit dolandırıcılık suçunda netice, failin hileli davranışlarıyla mağduru aldatarak hataya düşürmesi sonucunda, mağdurun malvarlığı üzerinde bir tasarrufta bulunarak ekonomik zarara uğramasını ve buna karşılık failin veya bir başkasının haksız bir ekonomik yarar elde etmesini teşkil etmektedir. Bu zarar ve yararın mutlaka gerçekleşmesi suçun tamamlanması için zorunlu bulunmakta; sadece hileli davranış veya aldatma yeterli olmamaktadır. Bu nedenle basit dolandırıcılık “neticeli bir suç” olma özelliği taşımaktadır.
Nedensellik Bağı Basit dolandırıcılık suçunda nedensellik (illiyet) bağı, failin hileli davranışları ile mağdurun aldatılması, bu aldatılma ile mağdurun malvarlığı üzerindeki tasarrufu ve nihayetinde bu tasarruf ile mağdurun zarara uğraması veya failin haksız yarar sağlaması arasında bulunan kesintisiz ve doğrudan bir ilişki zincirini oluşturmaktadır. Bu bağ, sadece fiziksel bir neden-sonuç ilişkisi olmamakta, aynı zamanda sonucun faile hukuken yüklenebilir olmasını (objektif isnadiyet) gerektirmektedir. Nedensellik bağının kurulamaması veya kopması, suçun maddi unsurlarının eksik kalmasına ve failin sorumlu tutulamamasına sebep olmaktadır.
Manevi Unsurlar
Kast Basit dolandıcılık suçunda failin, suçun kanuni tanımındaki unsurları yani hileli davranışı, aldatmayı, zararı ve yararı bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekmektedir. Diğer taraftan; olası kastın basit dolandırıcılık suçundaki uygulanabilirliği doktrinde tartışmalıdır. Ancak; failin olası sonuçları öngörmesine rağmen kayıtsız kalarak fiili işlemesi durumunda bu sorumluluk türünün gündeme gelebileceği ifade edilmektedir.

Basit Dolandırıcılık Suçunu Oluşturan Davranışlar Nelerdir?

Uygulayıcılar basit dolandırıcılık suçunun unsurları dikkate alarak hangi davranışları bu suçu oluşturabileceği belirlemektedir. Bu doğrultuda; aşağıdaki tabloda yer alan davranışlar uygulamada basit dolandırıcılık suçu açısından en çok karşılaşılan örneklerden birkaçıdır:

 

Davranış Karar Künyesi
Kişiyi aldatarak evli olduğu halde evli olduğunu söylemeden takı almak. 15 CD., 2017/32778 E., 2020/5049 K.
Kişiyi arayarak hesabına yanlış para yattığı, iade edilebilmesi için para yatırılması gerektiğini söyleyerek para alınması ve geri ödenmemesi. 15 CD., 2019/486 E., 2020/10723 K.
Kız kardeşinin kayıtlı olup olmadığını öğrenmek bahanesiyle kişinin elindeki telefonu alarak rehbere baktıktan sonra “kız kardeşimi çağırmaya gidiyorum” diyerek olay yerinden ayrılarak geri dönmemek. 15 CD., 2019/482 E., 2020/10731 K.
Çin’den telefon getirdiğini söyleyerek söz konusu cep telefonlarını getirmemesi, şikayetçiye parasını iade etmemesi, şikayetçiyi uzun süre oyalaması ve sonrasında aramalarına cevap vermemesi. 15 CD., 2019/497 E. 2020/10725 K.
Adres sorma bahanesiyle elindeki değersiz çakmağın altın olduğuna ikna ederek ve çakmağı satmak. 15 CD., 2019/464 E., 2020/10719 K.
Köye gelerek köydekilerden köye çocukları sınava hazırlamak için öğretmen geleceğini beyan ederek kitap satıyormuş gibi sipariş kayıt formu düzenleyip peşinat adı altında para almak. 11 CD.,2021/13485 E, 2022/15572 K.
Oto galeri adı altında iş yerini açıp, araçların satış bedellerinin cüzi bir kısmı peşin, geri kalan kısmı vadeli olarak satın alıp satış yetkisi içerir vekaletnameler alan, daha sonra bu araçları üçüncü kişilere satarak iş yerini kapatıp ortadan kaybolmak. 11 CD., 2023/2405 E., 2023/4904 K.
Avukat olduğunu ve evleneceğini söyleyerek borç para almak. 11 CD., 2021/32558 E., 2023/5498 K.
Tutuklu olarak yargılanan kişinin tahliyesini sağlayabileceği vaadiyle para almak. 11 CD., 2021/12973 E., 2023/1740 K.

Basit Dolandırıcılık Suçunun Cezası Nedir?

Kanun koyucu, basit dolandırıcılık suçunda “ve” bağlacını kullanarak hapis ve para cezası türlerini birlikte öngörmektedir. Yani; kanun metni, hem hapis cezasının hem de adli para cezasının aynı anda faile hükmolunacağını açıkça göstermektedir. Dolayısıyla; hakim, bu 2 cezadan birini seçme veya sadece birine hükmetme takdirine sahip değildir.

Kanun koyucunun iki ceza türünü beraber öngörmesinin temel sebebi, basit dolandırıcılık suçunun özünde ekonomik bir çıkar elde etme amacı taşımasıdır. Bu sebeple; suçtan elde edilen haksız kazancın bir ölçüde geri alınması ve failin sadece özgürlüğünün kısıtlanması yeterli değildir. Dolayısıyla; kanun koyucu, basit dolandırıcılık suçunun faili ekonomik olarak da cezalandırılmayı da hedeflemektedir.

Bu doğrultuda; basit dolandırıcılık suçu kapsamında verilecek cezaları, aşağıdaki tablodaki gibi özetleyebiliriz:

Başlık Tanım Açıklama Ceza
Temel Ceza Basit dolandırıcılık suçunun kanunda öngörülen asli yaptırımıdır. Hakim, suçun işleniş biçimi, zarar/yarar, failin kusuru gibi kriterlere göre bu sınırlar içinde temel cezayı belirlemektedir (TCK m. 61). Bu sebeple; keyfi takdir yetkisi yoktur. Adli para cezası, gün sayısı (5000’e kadar) ile failin ekonomik durumuna göre belirlenen günlük miktarın (20-100 TL) çarpımıdır. Hapis cezasında 1 yıllık alt sınırdan uzaklaşma gerekçelendirilmelidir. 1 yıldan 5 yıla kadar hapis ve 5000 güne kadar adlî para cezası (TCK m.157).
Daha Az Ceza Gerektiren Haller Kanun koyucunun, failin amacı ve eylemin özel koşullarını dikkate alarak suçun temel şekline göre daha hafif bir yaptırım öngördüğü durumdur. Basit dolandırıcılık suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi halinde, şikayet üzerine uygulanır. Failin saiki (güdüsü) dikkate alınarak daha az kusurlu kabul edilir. Hakim, hapis veya adli para cezasından birini seçebilir. 6 aydan 1 yıla kadar hapis veya adlî para cezası (TCK m. 159).
Cezayı Artıran Haller Suçun temel şekline göre daha ağır bir yaptırımı gerektiren, kanunda özel olarak belirtilmiş işleniş koşulları veya faille ilgili durumlardır (TCK m. 158/3). Artırım temel ceza üzerinden yapılmaktadır.

Suçun 3 veya daha fazla kişiyle işlenmesi: Temel ceza ½ oranında artırılır

Suçun örgütlü işlenmesi: Temel ceza 1 kat artırılır. Basit dolandırıcılık için öngörülen artırımlar, nitelikli dolandırıcılıktaki yüksek hadlerden farklı olabilir.

Temel ceza üzerinden kanunda belirtilen oranlarda artırım yapılır.

Basit Dolandırıcılık Suçu Şikayete Tabi midir?

Basit dolandırıcılık suçu, takibi şikayete bağlı suçlar kategorisinde değildir. Bu sebeple; savcılık suçun işlendiğini öğrenir öğrenmez, kendiliğinden soruşturma yapmak ve  yeterli şüpheye varsa soruşturma neticesinde kamu davası açmalıdır. Dolayısıyla; mağdurun şikayetini geri çekmesi dahi, doğrudan takip edilen bu suçta yargılamanın devamına engel olmamaktadır.

Basit dolandırıcılık suçunun için herhangi bir şikayete tabi bir suç olmaması sebebiyle, basit dolandırıcılık suç için belirli bir şikayet süresi bulunmamaktadır. Bu sebeple; dava zamanaşımı süresi içinde soruşturma her zaman başlatılabilmektedir.

Ancak; bu genel kuralın önemli istisnası vardır. Bu kapsamda; basit dolandırıcılık suçu hukuki bir ilişkiye dayanan alacağın tahsili amacıyla işlenmişse, suç şikayete tabi hale gelmektedir. Dolayısıyla; mağdurun fiili ve faili öğrendiği tarihten itibaren 6 ay içinde şikayette bulunması gerekmektedir (TCK m. 159).

 

Basit Dolandırıcılık Suçunda İspat Nasıl Yapılır?

Basit dolandırıcılık suçunun ispatında en sık karşılaşılan zorluklar, hile ve aldatma kastı gibi subjektif unsurların kanıtlanmasındaki güçlüklerdir. Yargıtay, bu zorlukların aşılmasında hilenin somut olayın özelliklerine ve mağdurun durumuna göre değerlendirilmesi gerektiğini, basit bir yalanın hile sayılmayacağını belirtmektedir. Bu sebeple; ispat sürecinde, failin davranışlarındaki tutarlılık, olayın öncesi ve sonrasındaki eylemleri gibi dolaylı kanıtlar ve toplanan tüm deliller bir bütün olarak değerlendirilerek maddi gerçeğe ulaşılmaya çalışılmaktadır.

Ayrıca; ceza hukukunun temel prensiplerinden olan “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi gereğince, suçun sanık tarafından işlendiği her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delillerle kanıtlanamazsa sanık beraat etmektedir. Yargıtay da, genellikle mağdur beyanını tek başına mahkumiyet için yeterli görmez ve bu beyanların diğer somut delillerle desteklenmesini aramaktadır.

Dolayısıyla; basit dolandırıcılık suçunun ispatında; mağdur ve tanık beyanları, sözleşmeler, banka dekontları gibi belgeler, elektronik posta ve mesajlaşma kayıtları gibi dijital deliller, bilirkişi raporları ve hukuka uygun elde edilmiş görüntü veya ses kayıtları gibi çeşitli deliller kullanılmaktadır.

 

Basit Dolandırıcılık Suçunda Uzlaşma Mümkün müdür?

Uzlaşma, suçun mağduru veya suçtan zarar göreni ile suçun faili olan şüpheli veya sanığın, bağımsız ve tarafsız bir uzlaştırmacı aracılığıyla bir araya gelerek, ceza muhakemesi süreci sonuçlanmadan önce aralarındaki uyuşmazlığı gidermeye yönelik bir anlaşmaya varmalarıdır (CMK m. 253) Bu kapsamda; basit dolandırıcılık suçunda uzlaşma mümkündür (CMK m. 253/1-b). Ayrıca; basit dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren halleri de uzlaşma kapsamındadır (TCK m. 159).

Kural olarak, şikayete tabi suçlar uzlaştırmaya tabidir. Ancak; yukarıda da belirttiğimiz üzere, basit dolandırıcılık suçu şikayete tabi değildir. Bu durum,  kanun koyucunun bu suç tipinde mağdurun zararının giderilmesine verdiği önemi göstermektedir. Böylece; fail ve mağdur arasındaki özel çözümü kamu davasının yürütülmesine tercih etmektedir.

Hukuki niteliği itibarıyla uzlaşma, uzlaşmaya tabi suçlar bakımından bir “dava şartı” veya “kovuşturma şartı” olarak kabul edilmektedir. Böylece; devlet, bu tür suçlarda cezalandırma yetkisini kullanmadan önce taraflara kendi aralarında bir çözüm bulma imkanı tanımakta ve bu sürece öncelik vermektedir. Bu durum, adalet sisteminin sadece cezalandırıcı bir rol üstlenmek yerine aynı zamanda onarıcı bir misyonu da benimsediğinin bir göstergesidir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçuna İlişkin Zamanaşımı Süreleri Nelerdir?

Ceza davalarında zamanaşımı süreleri, davanın açılması ve cezanın infaz edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda; basit dolandırıcılık suçuna ilişkin dava ve ceza zamanaşımı süreleri aşağıdaki gibidir:

 

Özellik Dava Zamanaşımı Süresi

(TCK m. 66)

Ceza Zamanaşımı  Süresi

(TCK m. 68)

Tanım Suçun işlenmesinden itibaren belirli bir süre geçtikten sonra dava açılmaması veya bitmemesi halinde, devletin cezalandırma hakkından vazgeçmesini sağlayan süredir. Kesinleşmiş bir mahkûmiyet hükmünün belirli bir süre içinde infaz edilememesi halinde, cezanın infazının düşmesini sağlayan süredir.
Basit Dolandırıcılık Suçunda Süresi 8 yıl 10 yıl
Etkisi Dava düşmektedir. Sadece cezanın infazı düşer. Mahkûmiyet hükmünün diğer hukuki sonuçları (örneğin adli sicil kaydı, belirli haklardan yoksunluk) devam edebilmektedir.
Önemli Not En geç 8 yıl içinde şikayet hakkının kullanılarak olayın savcılığa bildirilmesi gerekmektedir. Bu 10 yıllık ceza zamanaşımı süresi içerisinde, basit dolandırıcılık suçu hakkında verilen ceza her zaman infaz edilebilmektedir.

 

 

Basit Dolandırıcılık Suçunda Etkin Pişmanlık Uygulanabilir mi?

Etkin pişmanlık, suçu işleyen kişinin, işlediği suçtan dolayı pişmanlık duyması sonucunda cezasının belirli oranda azaltılması ya da tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Bu sebeple; etkin pişmanlık hukuki niteliği itibarıyla, cezayı ortadan kaldıran veya azaltan kişisel bir nedendir.

Ancak, ceza mevzuatımızda genel bir etkin pişmanlık hükmü bulunmamaktadır. Bu sebeple, etkin pişmanlık yalnızca kanunda açıkça düzenlenmiş suçlara uygulanabilmektedir.

Bu doğrultuda, basit dolandırıcılık suçunda etkin pişmanlık hükümleri uygulanabilir. Zira, kanun koyucu basit dolandırıcılık suçunu etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanabileceği suçlar arasında açıkça saymaktadır (TCK m. 168). Eğer; fail, dava açılmadan önce  (soruşturma aşamasında) mağdurun zararını giderirse; mahkeme cezanın ⅔ oranında indirebilmektedir. Diğer taraftan; zararı dava açıldıktan sonra (kovuşturma aşamasında) mahkeme hüküm vermeden karşılarsa faile verilecek ceza ½ oranında indirilebilmektedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçunda Hapis Cezası Adli Para Cezasına Çevrilir mi?

Evet, basit dolandırıcılık suçunda hükmedilen hapis cezası, belirli koşullarda adli para cezasına çevrilebilmektedir (TCK m. 50). Kasten işlenen bu suçlarda, mahkemenin verdiği hapis cezasının 1 yıl veya daha az süreli olması halinde, hakim takdir yetkisini kullanarak bu cezayı adli para cezasına dönüştürebilmektedir. Bu karar verilirken failin kişiliği, sosyal ve ekonomik durumu ile yargılama sürecindeki pişmanlığı gibi faktörler dikkate alınmaktadır.

Bazı özel durumlarda ise hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi zorunlu hale gelmektedir. Eğer hükümlü, suç işlediği sırada 18 yaşından küçük veya 65 yaşından büyükse ve hakkında 1 yıldan az süreli hapis cezası hükmedilmişse, mahkemenin bu cezayı adli para cezasına çevirme konusunda takdir yetkisi bulunmamakta; çevirme işlemi yasal bir zorunluluk taşımaktadır.

Ancak, hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi her zaman mümkün olmamaktadır. Eğer hükmedilen hapis cezası 1 yıldan fazla ise, kasten işlenen suçlarda adli para cezasına çevrilememektedir. Ayrıca; kanunda hapis veya adli para cezası seçimlik olarak öngörülmüş ve hakim hapis cezasını tercih etmişse, bu ceza artık para cezasına çevrilememektedir. Son olarak, hakkında suçta tekerrür hükümleri uygulanan bir failin hapis cezası da genellikle adli para cezasına çevrilmemektedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçunda HAGB Uygulanır mı?

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB), sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün belirli bir denetim süresi boyunca hukuki bir sonuç doğurmamasıdır. Bu uygulama, sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememesi ve mahkemece belirlenen diğer yükümlülüklere uyması koşuluyla, açıklanması geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak davanın düşmesine olanak tanımaktadır. Böylece, HAGB ile sanığa bir nevi ikinci şans verilmekte ve mahkumiyetin olası olumsuz sosyal ve hukuki etkilerinden korunması amaçlanmaktadır.

Basit dolandırıcılık suçunda, belirli koşulların varlığı halinde HAGB kararı verilebilmektedir. HAGB’nin uygulanabilmesi için en temel şartlardan biri, sanık hakkında hükmolunan cezanın 2 yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası olmasıdır. Ayrıca; basit dolandırıcılık suçunun ceza aralığı göz önüne alındığında, mahkemenin takdir edeceği sonuç cezanın bu sınıra uyması durumunda HAGB gündeme gelebilmektedir.

HAGB kararı verilebilmesi için ceza miktarı dışında, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış olması, suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı maddi zararın giderilmiş olması ve mahkemenin sanığın yeniden suç işlemeyeceği hususunda bir kanaate varması gibi şartlar da bulunmaktadır. Mart 2024’te yapılan yasal değişiklikle birlikte, HAGB kararı verilebilmesi için artık sanığın kabul beyanı aranmamaktadır. Sanık, genellikle 5 yıl olan denetim süresini (18 yaşından küçükler için 3 yıl) başarılı bir şekilde tamamlarsa, açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılmakta ve dava düşmektedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçu Yargıtay Kararları

Yargıtay’ın basit dolandırıcılık suçu konusunda pek çok kararı mevcuttur. Bu kapsamda, Yargıtay’ın verdiği bazı kararlar aşağıdaki gibidir:

 

Dava Zamanaşımı Süresi Sebebiyle Düşmesi Hakkında Yargıtay Kararı

11. Ceza Dairesi, 2018/4726 E., 2018/10983 K., sayılı kararı;

“Bozma üzerine yapılan yargılama sonucu, sanığa yüklenen “basit dolandırıcılık” suçunun gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırına göre 5237 sayılı TCK’nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen dava zamanaşımı, suçun işlendiği 2005 yılından hüküm tarihine kadar gerçekleştiğinden, kamu davasının zamanaşımı nedeniyle düşürüldüğü, gerekçeleri gösterilerek Mahkemece kabul ve takdir kılınmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün istem gibi ONANMASINA, 25/12/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.” şeklindedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suçu ve Zimmet Suçları Arasındaki İlişki Hakkında Yargıtay Kararı

15. Ceza Dairesi, 2011/13957 E., 2012/33464 K. sayılı kararı;

“Türk Dış Ticaret Bankası Şişli Şubesinde bireysel pazarlama yöneticisi olarak çalışan sanığın, banka müşterisi olan ve suç tarihinden önce vefat eden Nuriye Demircan adına banka tarafından çıkartılan ve sanığın görevi gereği sahibine teslim etmesi gereken banka ATM kartını sahibine teslim etmeyerek bu kartla hesaptan para çektiğinin iddia ve kabul olunması karşısında; suç tarihi itibariyle eylemin 4389 sayılı Bankalar Kanununun 22/3 ile 19/10/2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 160.maddesindeki zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağı tartışılıp değerlendirilerek hukuki durumun tayini gerekirken yazılı şekilde basit dolandırıcılık suçundan hüküm tesis edilmesi, …” şeklindedir.

 

Basit Dolandırıcılık Suç Duyurusu Dilekçesi

Örnek bir basit dolandırıcılık suç duyurusu dilekçesi, aşağıdaki gibi sunulmuştur. Ancak; somut olaya göre dilekçe içeriğinin değiştirilmesi gerekmektedir.

 

T.C. KARABÜK CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

ŞİKAYET EDEN                   : Müştekinin Adı – Soyadı (T.C. Kimlik Numarası)

Adres                                        : Müştekinin adresi

VEKİLİ (Varsa)                    : Müşteki Avukatı(lar)nın Adı – Soyası

ŞİKAYET EDİLEN               : Şüphelinin Adı – Soyadı

SUÇ                                           : Tefecilik Suçu (TCK m. 241)

SUÇ TARİHİ                          : …/…/…

 

AÇIKLAMALAR

  1. Taraflar arasında … tarihli … konulu hukuki ilişki çerçevesinde gerçekleştirilen işlem/eylemde, şüpheli …, hileli davranışlar sergileyerek müvekkilin irade serbestisini bozmuş, yanıltıcı beyanlarla ekonomik bir menfaat sağlamıştır. Şüpheli tarafından gerçekleştirilen bu eylemler, Türk Ceza Kanunu’nun 157. maddesinde tanımlanan basit dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarını tam olarak karşılamaktadır.
  2. Şüphelinin eylemlerine ilişkin olarak;
  • Gerçeğe aykırı beyanda bulunmuş,
  • Taahhüt ettiği mal veya hizmeti hiç veya gereği gibi ifa etmemiş,
  • İade taleplerini yanıtsız bırakmış,
  • Mağduru uzun süre oyalayarak hak arama yollarını sekteye uğratmıştır.
  1. Bu suretle mağdurun algılama yeteneği hedef alınarak aldatılmış, olayda hile unsuru somut ve sistematik biçimde uygulanmıştır. Yargıtay’ın … sayılı kararında da belirtildiği üzere, hileli davranışın mağdurun denetim kabiliyetini kaldıracak mahiyette olması yeterlidir.
  2. Olay neticesinde müvekkil, … TL tutarında maddi zarara uğramış olup, bu zarar banka dekontları, yazılı sözleşmeler, mesaj kayıtları ve tanık anlatımları ile açıkça belgelenebilir niteliktedir.
  3. Basit dolandırıcılık suçu, TCK m.157 kapsamında düzenlenmiş olup; “hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya bir başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına yarar sağlayan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır” hükmü kapsamında cezalandırılmalıdır.

 

HUKUKİ DELİLLER         :

  1. Sözleşme / sipariş formları
  2. Banka ödeme dekontları
  3. WhatsApp / e-posta yazışmaları
  4. Tanık beyanı
  5. Fatura / irsaliye vb. belgeler ve her türlü sair yasal delil

 

HUKUKİ SEBEPLER         : TCK m.157, CMK ilgili maddeleri ve sair ilgili mevzuat hükümleri.

 

SONUÇ VE TALEP             : Yukarıda izah edilen sebeplerle, şüpheli hakkında gerekli soruşturmanın yapılarak eylemine uyan “basit dolandırıcılık” suçundan kamu davası açılması ve cezalandırılması hususunda gereğini arz ederiz. (Tarih)

 

İMZA
(Ad – Soyad)

 

Av. Zeynep ÜRÜŞAN

İlgili Makaleler:

Ceza Hukuku

Nitelikli Dolandırıcılık Suçu

Tefecilik Suçu ve Cezası

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı

HAGB Uygulamasını İptal Eden AYM Kararı

Gözaltı ve Gözaltından Doğan Hususlar

Yakalama ve Yakalamadan Doğan Hususlar

Arama ve Aramadan Doğan Hususlar

İletişimin Denetlenmesi

Ses Kaydı Delil Olarak Kullanılabilir mi?

Ceza Yargılamasında Dijital Delil

Adli Arama

Önleme Araması

Ceza Hukukunda Dava ve Ceza Zamanaşımı

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir