AYM Kararı: KHK ile İhraç Edilenler Emekli İkramiyesi Alabilir mi?

15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası, Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) çıkarıldı. Böylece; KHK ile on binlerce kamu görevlisi görevinden ihraç edildi. Bu ihraçlar ise, sosyal güvenlik haklarında belirsizlik yarattı. Özellikle, emekli ikramiyesi konusu tartışmalı kaldı. Çünkü; hizmet birleştirmesiyle emekliliğe hak kazanan KHK’lılar ikramiye alamadı. Bu kapsamda; Anayasa Mahkemesi, 25.02.2025 tarihli 2019/41241 B. kararında mülkiyet hakkını (Anayasa m. 35) ve eşitlik ilkesi (Anayasa m. 10) ihlal ettiğine karar verdi. Bu sebeple, karar “KHK’lıların Emekli İkramiyesi Kararı” adıyla medyada yankı uyandırmıştır.

Böylece; kişilerin aklına “AYM neden ihlal kararı verdi?” “Hizmet birleştirmesi yapanlar emekli ikramiyesi alır mı?” vb. birçok soru gelmektedir. Yazımızda bu vb. birçok soruyu yanıtlayacağız. Diğer taraftan; “KHK”, “kıdem tazminatı” ve “hizmet birleştirmesi” gibi birçok konuyu açıklayacağız. Dolayısıyla; karara ilişkin konular detaylıca ele alarak farklı yönleriyle incelemiş olacağız.


1.  Karar Özeti

KHK’lıların Emekli İkramiyesi Hakkı Kararının özeti kapsamında şu kısımlara değineceğiz:

  • Başvurunun konusu
  • Olayın özeti
  • Başvuranın iddiası
  • Başvuru Öncesi Süreç
  • AYM Değerlendirmesi
  • Karar

1.1. Başvurunun Konusu

Başvuru, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) KHK’lı kişiye emekli ikramiyesi ödenmesi sebebiyle mülkiyet hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Ayrıca; başvurucunun mülkiyet hakkıyla bağlantılı eşitlik ilkesini ihlal edildiği iddiası da, bulunmaktadır.


1.2. Olayın Özeti

Başvurucu, 1985 yılında, 1985 yılında Sosyal Sigortalar Kurumu’na (SSK) bağlı olarak çalışmaya başlamıştır. Devamında; 1992’de sözleşmeli memur, 1993’te kadrolu memur olmuştur. Son larak; başvurucu, bir kamu kurumunda veri hazırlama kontrolü işletmeni olarak görev yapmıştır. 22 Kasım 2016’da ise; 677 sayılı KHK ile, kamu görevinden çıkarılmıştır.

Başvurucu yaklaşık 23 yıl memuriyet dahil, emeklilik için 25 yıl hizmetini tamamlanmıştır. Bu sebeple; başvurucu, görevden çıkarıldıktan sonra SGK’ya emeklilik başvurusu yapmıştır. Bu kapsamda; SGK diğer sigorta kolları da eklenerek, birleştirilmiş hizmet süreleri üzerinden emeklilik aylığı bağlanmıştır. Ancak; SGK, KHK ile görevinin sona ermesi sebebiyle kendisine emekli ikramiyesi ödenmedi.


1.3. Başvuru Öncesi Süreç

Başvurucu emeklilik talebiyle 13.01.2017 tarihinde SGK’ya başvurdu. SGK ise, 17.05.2017 tarihinde emekli aylığı bağlandığını bildirdi. Daha sonra; başvurucu, emekli ikramiyesi SGK’ya emekli  ikramiyesinin ödemediğini bildirerek, emekli ikremiyesini talep etti. Ancak; 22.05.2017 tarihinde, SGK bu talebi reddetti. Ret gerekçesi ise, kamu görevinden çıkarılma şekliydi.

Bunun üzerine; başvurucu 17.07.2017 tarihinde dava açtı. Bu kapsamda; dava, Ankara 7. İdare Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme, davayı 28.02.2018 tarihinde reddetti. Karar, KHK ile görevden çıkarılmanın kıdem tazminatı şartını karşılamadığını belirtti.

Başvurucu ise, bu karara karşı istinaf başvurusunda bulundu. Bun kapsamda; Ankara Bölge İdare Mahkemesi 13.11.2019 tarihinde istinafı reddetti. Bu karar, başvurucuya 25.11.2019 tarihinde tebliğ edildi. Son olarak; başvurucu, 13.12.2019 tarihinde Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunmuştur.


1.4. Başvuranın İddiası

Başvurucu, KHK sebebiyle SGK’nın emekli ikramiyesinin vermemesini mülkiyet hakkını ve eşitlik ilkesini ihlal ettiğini iddia etmiştir. Şu hususları öne sürmüştür:

  • Başvurucu, kamuda geçen hizmet süresinin yok sayıldığını,
  • SGK’nın hizmetlerinin tamamı devlet memurluğunda geçirenler ile hizmet birleştirmesine emekli ikramiyesinde farklı muamelenin eşitlik ilkesini ihlal ettiğini,
  • Emekli ikramiyesi ödenmemesi işlemine üzerine dava açmasına rağmen; mahkemenin bu davayı reddetmesi, etkili başvuru hakkını da ihlal ettiğini.

1.5. AYM Değerlendirmesi

AYM, mülkiyet hakkı bağlamında “meşru beklenti” kavramı ele alarak, mülkü kazanma beklentisinin korunmadığını belirtti. Ayrıca; AYM konunun eşitlik ilkesiyle incelenmesi gerektiğini vurgulayarak, hukuksal durumları aynı olanlara farklı davranılması ilkeyi ihlal ettiğini belirti.

Böylece; AYM somut olayda, tüm hizmetini memuriyette tamamlayan ve  hizmet birleştirmesi yoluyla emekliliğe hak kazananları karşılaştırdı. Her 2 grup da kamu görevinden KHK ile çıkarılmasına rağmen, ilk grup ikramiyesini tam alırken kıdem tazminatı şartı dayatıldı ve ikramiye ödenmedi. Bu sebeple; AYM, bu durumun “orantısız külfet” yarattığını belirtti. Bu durum hakkaniyet ve orantılılık ilkelerine aykırıydı. Dolayısıyla, AYM, mülkiyet hakkıyla bağlantılı olarak, eşitlik ilkesini ihlal edildiğine karar verdi.


1.6. Karar

AYM, yukarıda belirttiğimiz değerlendirmeler neticesinde, mülkiyet hakkının (Anayasa m. 35) ve eşitlik ilkesini (Anayasa m. 10) ihlal edildiğine  oy çokluğu ile karar vermiştir.

Ayrıca; AYM, yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğunu belirtti. Bu sebeple; kararın bir örneğini, Ankara 7. İdare Mahkemesine gönderdi. Buna ek olarak; mahkeme, ödemelerin kararın tebliğinden itibaren 4 ay içinde yapılmasına hükmetti. Ödemede gecikme olması halinde ise, yasal faiz uygulanmasına karar verdi.

Diğer taraftan; AYM, ihlalin doğrudan 5434 s. Emekli Sandığı Kanunu (ESK) m. 89 hükmünden kaynaklandığı tespit etti. Bu sebeple, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için kanunda değişiklik yapılması gerektiği belirtildi. Bu kapsamda; AYM, kararın bir örneğini Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderdi.


2. AYM Neden İhlal Kararı Verdi?

Mahkeme, söz ihlal kararında mülkiyet hakkının ve eşitlik ilkesini ihlalini şu gerekçelere dayandırmıştır:

 

2.1. Mülkiyet Hakkı Kapsamında Emekli İkramiyesine İlişkin Meşru Beklentin Olması

Anayasa Mahkemesi, emekli ikramiyesi beklentisini, Anayasa’da korunması gereken bir “mülkiyet” olarak kabul etmiştir. Bu yaklaşım, SGK ve alt derece mahkemelerinin, başvurucunun birleştirilmiş hizmet süresi üzerinden emekli ikramiyesi almasına yönelik bir beklentisinin meşru olmadığını ve somut bir hukuki temele dayanmadığını öne süren görüşlerine karşıt bir duruş sergilemektedir.

Mahkeme, başvurucunun hizmetlerinin yaklaşık 23 yıllık önemli bir kısmının Emekli Sandığına prim ödeyerek geçirdiğini tespit etmiştir. Emekli ikramiyesi, bu primlerin karşılığı olarak biriken bir haktır. Dolayısıyla, bu hakkın doğumu, hizmet birleştirmesi gibi hukuki bir düzenleme sebebiyle ortadan kaldırılamaz.

AYM’nin bu tespiti, biriktirilen sosyal güvenlik primlerinin karşılıksız bırakılamayacağı ilkesini güçlendirmektedir. Başvurucunun kamu görevinden KHK ile ihraç edilmesi, idari bir tasarruftur ve bu işlemin, biriken emekli ikramiyesi hakkının tamamını ortadan kaldıracak bir sonuç doğurması, meşru bir beklentinin keyfi bir şekilde ihlali olarak değerlendirilmiştir.


2.2. Hizmet Birleştirmesi Yapanlar ve Hizmet Tamamını Geçirenler Arasında Farklı Uygulama

AYM, kararında, emekli ikramiyesine hak kazanma konusunda iki farklı ancak “kıyaslanabilir” grubun varlığını tespit etmiştir. Bu gruplar şunlardı:

  1. Hizmetlerinin Tamamını Geçirenler: Bu kişiler, kamu görevinden KHK ile çıkarıldıklarında, herhangi bir şarta tabi tutulmaksızın emekli ikramiyelerini almaktadırlar (ESK m. 89/1).
  2. Hizmet Birleştirmesi Yapanlar: Başvurucunun da dâhil olduğu bu grup, emekli aylığı için gerekli sürenin bir kısmını Emekli Sandığı kapsamında, geri kalanını ise başka sosyal güvenlik kurumlarında geçirerek emekli olabilenlerdir. Bu kişilere, kamu görevinden KHK ile çıkarıldıklarında, emekli ikramiyesi ödenmesi, kıdem tazminatı şartına bağlanmaktadır (İK m. 14).

Bu 2 grup arasındaki farklı muameleyi, AYM eşitlik ilkesinin bir ihlali olarak değerlendirilmiştir. Çünkü; 2 grubun da KHK ile görevden çıkarılmış olması ve emekli aylığı almaya hak kazanması, hukuki durumlarının benzer olduğunu göstermektedir. Böylece; AYM, yasa koyucunun “kamu hizmetinde istikrar” veya “aktüeryal denge” gibi amaçları olsa bile, bu ayrımın nesnel ve makul bir gerekçe oluşturmadığına hükmetmiştir.


2.3. Orantısız Aşırı Külfet Oluşturması

AYM, bir farklı muamelenin meşru bir amacı olsa bile, bu amacın kişiye “orantısız bir külfet” yüklememesi gerektiği ilkesini benimsemiştir. Kararda, bu orantılılık ilkesinin, ulaşılmak istenen amaç ile seçilen araç arasında aşırı bir dengesizlik bulunmamasıdır.

Başvurucunun 23 yıllık kamu hizmeti için hak ettiği emekli ikramiyesinin, yalnızca 2 yıl 4 ay 25 günlük hizmet birleştirmesi nedeniyle tamamen reddedilmesi, aşırı ve orantısız bir müdahaledir.  Yasa koyucu, hizmet birleştirmesi yapanlar için emekli ikramiyesini, ya tamamını almayı ya da hiçbirini alamamayı öngören bir “hepsi ya da hiçbiri” mantığına dayandırmıştır. Bu durum ise, bireyin uzun yıllar boyunca biriktirdiği sosyal hakkın, küçük bir hizmet birleştirmesi nedeniyle tamamen ortadan kaldırılması sonucunu doğurmakta ve sosyal güvenlik primlerinin karşılıksız kalmasına yol açmaktadır. AYM, bu adaletsizliği tespit ederek, bir yasal düzenlemenin genel olarak makul görünen bir amacına rağmen, bireysel durumlarda yarattığı somut adaletsizliklerin anayasal denetime tabi olduğunu göstermiştir.


3. AYM KHK’lıların Emekli İkramiyesi Hakkı Kararının Sonuçları Nedir?

Bu kararın idare, davalar, kişiler ve haklar açısından bazı sonuçlar doğurması söz konusudur.


3.1. İdare Açısından Sonuçları Nedir?

Karar, SGK’yı bu konudaki yerleşik uygulamasını değiştirmeye hukuken mecbur bırakmıştır. Ancak; kararın metninde yer alan bir detay, bu değişimin aslında daha önce başladığını göstermektedir. Kararda, SGK’nın 04.02.2022 bir genel yazısına atıf yapılmaktadır. Bu genel yazı, SGK’nın, aleyhine açılan davaları sürekli kaybetmesi ve bunun sonucunda oluşan faiz, vekalet ücreti gibi “kamu zararını önlemek” amacıyla, kendi yönetim kurulu kararıyla bu durumdaki kişilere ikramiye ödemeye başlama kararı aldığını ortaya koymaktadır.

Bu, Mahkeme’nin verdiği kararın sadece hukuken doğru değil, aynı zamanda idari olarak da uygulanabilir olduğunu ve zaten gelişmekte olan bir hukuki içtihatla uyumlu olduğunu gösterme amacı taşımaktadır. Başka bir deyişle AYM, SGK’nın zaten atmak zorunda kaldığı bir adımı anayasal bir zemine oturtarak nihai ve en yetkili onayı vermiştir. Bu durum, SGK’nın kararı uygulamada zorluk çıkarabileceği yönündeki olası iddialarını da en başından engellemektedir.


3.2. Davalar Açısından Sonuçları Nedir?

Bu karar, benzer nitelikteki tüm davalar için güçlü bir “emsal” niteliğindedir. İdare mahkemeleri ve bölge idare mahkemeleri, önlerindeki dosyalarda AYM’nin bu yorumunu dikkate almakla yükümlüdür.

Halen idare mahkemelerinde davası süren kişiler, bu kararı mahkemeye “ek beyan” olarak sunarak kendi lehlerine bir sonuç alınmasını neredeyse garantilemişlerdir. Karar, davalar için hukuki bir dayanak oluşturmaktadır.

Daha önce açtığı dava reddedilerek kesinleşmiş olan vatandaşlar için ise bu karar, “yargılamanın yenilenmesi”” yolunu açmaktadır. Nitekim AYM, başvurucunun eniden görülmesi için dosyanın ilgili idare mahkemesine gönderilmesine hükmetmiştir. Bu, hak kaybına uğrayan diğer kişiler için de izlenmesi gereken hukuki yolu göstermektedir.


3.3. Kişiler Açısından Sonuçları Nedir?

Bu karar, en başta KHK’lılar emekli aylığı alabilmek için hizmet birleştirmesi yapan ve bu nedenle ikramiyesi ödenmeyen her vatandaş, kamu hizmetinde geçirdiği yılların karşılığı olan emekli ikramiyesini talep etme hakkını kazanmıştır. Bu, artık idarenin takdirine veya mahkemelerin farklı yorumlarına bağlı bir konu olmaktan çıkmış, AYM’nin güvence altına aldığı bir hak haline gelmiştir.


3.4. Haklar Açısından Sonuçları Nedir?

Anayasa Mahkemesi kararının haklar açısından en temel sonucu, daha önce yasal bir engele dayanılarak reddedilen emekli ikramiyesi talebini, anayasal güvence altına alınmış bir hakka dönüştürmesidir. Böylece; kanun önünde eşitlik ilkesini  (Anayasa m. 10) tesis etmiştir. Ayrıca; AYM, emekli ikramiyesini doğrudan kazanılmış bir “mülk” olarak görmese de, bu ikramiyeden mahrum kalmanın kişiler için önemli bir “ekonomik menfaat”  kaybı olduğunu kabul etmiştir. Bu ekonomik menfaatin, eşitlik ilkesiyle bağlantılı olarak mülkiyet hakkı koruyarak ayrımcı uygulamalara karşı korunması hakkını güçlendirmiştir.

Karar, sosyal güvenlik hakkını (Anayasa m. 60) da pekiştirmektedir. Böylece; devletin sosyal güvenlik sistemini adalet ve hakkaniyet ölçülerine uygun olarak işletme yükümlülüğünü ve vatandaşların bu sistemden adil bir şekilde yararlanma hakkını teyit etmektedir.


4. KHK’lıların Emekli İkramiyesi Hakkı Kararının Değerlendirmesi

Karar, sosyal güvenlik hukukunda eşitlik ilkesinin tesisi adına atılmış son derece isabetli ve önemli bir adımdır. Böylece; kanunun ne dediğinden çok, adil olup olmadığına odaklandı. Benzer durumdaki binlerce kişi için örnek teşkil edecek ve gelecekteki keyfi uygulamaları engelleyecektir.

Ancak; karar, KHK’lıların emekli ikramiyesini hemen alacağı anlamına gelmiyor. Çünkü; mahkeme, sorunun yasadan kaynaklandığını söyledi ve çözüm olarak 2 yol gösterdi: davanın yeniden görülmesi ve Meclis’in yasayı değiştirmesi. Fakat; yeniden yargılama zaman alır ve Meclis’in ne zaman harekete geçeceği belirsizdir. Bu nedenle, hakkın teslim edilmesi uzun sürebilir.

Diğer taraftan; karara katılmayan bir üye ise “yasa ne diyorsa o uygulanır” görüşündeydi. Ona göre yasa, hizmet birleştirenlerin KHK ile ihraç edilince ikramiye alamayacağını açıkça belirtiyordu. Bu yüzden, kimsenin yasal olarak ikramiye bekleme hakkı yoktu ve ortada bir hak ihlali de bulunmuyordu. Bu görüş, amaçsal yorumdan çok lafzi yoruma dayanmaktadır.


4. AYM KHK’lıların Emekli İkramiyesi Hakkı Kararı İle İlgili Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Evet. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) 2025 tarihli kararıyla, emeklilik için gerekli hizmet süresini tamamen memuriyette tamamlayan KHK’lılar ile hizmet birleştirmesi yapan KHK’lılar emekli ikramiyesi hakkına sahip oldu.

Hizmet birleştirmesi, bir çalışanın farklı sosyal güvenlik kurumlarında (SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı vb.) geçen tüm hizmet sürelerinin toplanması işlemidir. Bu sayede kişi, emeklilik için gerekli toplam hizmet süresini tamamlayabilir. Örneğin, hem memuriyette hem de özel sektörde çalışan bir kişi, hizmet sürelerini birleştirerek emeklilik koşullarını sağlayabilir. Hizmet birleştirmesi 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu kapsamında yasal bir zorunluluktur ve özellikle KHK’lıların emekli ikramiyesi davalarında önemli bir kavramdır.

5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu’na tabi olanlar, kamu görevinde çalıştıkları her tam yıl için bir yıllık emekli ikramiyesi alma hakkına sahiptir. Yani memuriyette geçen her 12 ay için tam ikramiye ödenir. Örneğin 20 yıl kamu hizmeti bulunan bir kişi, 20 yıl üzerinden emekli ikramiyesi alır. Bu hesaplama, Anayasa Mahkemesi’nin KHK’lılar için verdiği emsal karar doğrultusunda da geçerlidir.

Emekli ikramiyesini alamayan KHK’lılar, Anayasa Mahkemesi’nin emsal kararını dayanak göstererek Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yeniden başvuru yapabilir. SGK başvurusu reddedilirse, idare mahkemelerinde dava açarak haklarını arayabilirler. Bu süreçte emekli ikramiyesi davası, hizmet birleştirmesi ve 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu hükümleri dikkate alınmaktadır.

Eğer SGK’ya daha önce dava açmadıysanız, öncelikle Sosyal Güvenlik Kurumu’na (SGK) yazılı bir dilekçe ile başvuru yapabilirsiniz. Dilekçenizde Anayasa Mahkemesi’nin KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararına atıfta bulunmanız önemlidir. SGK başvurunuzu reddederse, bu ret kararına karşı idare mahkemesinde emekli ikramiyesi davası açarak hakkınızı arayabilirsiniz.

Evet. Daha önce SGK emekli ikramiyesi başvurusu reddedilmiş olsa bile, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararı sonrası tekrar başvuru yapmalısınız. Çünkü artık hukuki dayanağınız değişmiş ve güçlenmiştir. Yeni başvurunuzda mutlaka AYM kararına atıf yapmalı ve gerekirse idare mahkemesinde emekli ikramiyesi davası açmalısınız.

Eğer SGK emekli ikramiyesi başvurunuz yeniden reddedilirse, bu durumda idare mahkemesinde dava açma hakkınız bulunmaktadır. Açacağınız davada Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararı en güçlü hukuki dayanağınız olacaktır. Mahkeme sürecinde bu kararı dilekçenize eklemeniz, emekli ikramiyesi kazanma ihtimalinizi ciddi şekilde artırır.

Hayır. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararı, SGK’ya otomatik ödeme yükümlülüğü getirmez. Ancak karar, SGK ve idare mahkemeleri için bağlayıcı bir içtihat niteliğindedir. Bu nedenle SGK, mahkeme kararları doğrultusunda uygulamasını değiştirebilir. Hakkını aramak isteyen KHK’lıların yine de bireysel başvuru yapması veya dava açması gerekebilir.

Evet. Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararı, daha önce olumsuz sonuçlanan davalar için yargılamanın yenilenmesi imkanı doğurur. Bu karar, SGK emekli ikramiyesi başvurusu reddedilen veya mahkemede kaybeden KHK’lılar için yeni bir hukuki dayanak oluşturur. Sürecin doğru yürütülmesi için bir uzman iş ve sosyal güvenlik hukuku avukatına danışmanız önerilir.

Eğer emekli ikramiyesi davanız halen devam ediyorsa, avukatınız Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkına ilişkin kararını ek beyan dilekçesi olarak mahkemeye sunabilir. Bu karar, davanız için güçlü bir emsal teşkil eder ve mahkemenin lehinize karar vermesini destekler. Böylece, SGK emekli ikramiyesi başvurusu ve hizmet birleştirmesi konularındaki hukuki dayanağınız güçlenir.

5. Başvuruya Konu AYM Kararı

Anayasa Mahkemesi GK., 2019/41241 B. numaralı kararı;

“Nitekim somut olaydaki gibi 5434 sayılı Kanun veya 5510 sayılı Kanun’un geçici 4. maddesi kapsamında 23 yıllık hizmeti bulunan, sadece başka mevzuat kapsamındaki iki yıllık çalışma süresini birleştiren başvurucuya -bu mevzuata göre çalıştığı süre ile orantılı olarak da olsa- emeklilik ikramiyesi ödenmemişken aynı nedenlerle kamu görevine son verilen, 25 yıllık süresini anılan mevzuat kapsamında geçirenlere emeklilik ikramiyesi tam ödenmiştir. Bu durumda karşılaştırılabilir gruplar arasında ortaya çıkan farklılığın açıkça orantısız olduğu sonucuna varılmıştır.” şeklindedir.


KHK’lıların emekli ikramiyesi hakkı konusunda doğru adımları atmak, hak kaybı yaşamamanız için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, uzman iş ve sosyal güvenlik hukuku avukatlarımızdan yüzyüze veya online hukuki danışmanlık alabilirsiniz. Avukatlarımız, KHK’lılar emekli ikramiyesi, SGK başvuruları, hizmet birleştirmesi ve dava süreçleri konularında size adım adım rehberlik ederek, haklarınızı güvence altına almanıza yardımcı olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir