Banka Hesabını Kiraya Vermek Suç mu? : Kastın Yokluğu ve Emsal Yargıtay Kararıyla Cezai Sorumluluk Değerlendirmesi
Günümüzde, özellikle gençler arasında maddi zorluklar nedeniyle ek gelir sağlama çabaları yaygındır. Bu kapsamda bazı öğrencilerin, harçlıklarını karşılamak amacıyla banka hesaplarını belirli bir komisyon karşılığında başkalarına kullandırdıkları görülmektedir. Ancak, banka hesaplarının böyle kullanılması hukuki açıdan oldukça hassas bir konudur çünkü bu durum çeşitli suçların işlenmesine zemin hazırlayabilir. Bu makalede, banka hesabını kiraya veren bir öğrencinin suç işleme kastı olmadan hareket etmesi durumunda beraat etmesi gerektiğine dair Yargıtay kararları ışığında hukuki bir değerlendirme yapılacaktır.
Banka Hesabının Kiralanması ve Hukuki Durumu
Banka hesapları, gerçek veya tüzel kişiler adına açılan, finansal işlemlerin gerçekleştirildiği resmi hesaplar olarak tanımlanır. Türkiye’de banka hesaplarının başkalarına kiralanması veya devredilmesi yasalarca açıkça yasaklanmamış olsa da, bu uygulama birçok suistimale kapı aralayabilir. Özellikle suç gelirlerinin aklanması gibi ciddi suçlara zemin hazırlayabilmesi nedeniyle, banka hesaplarının başkalarına kullandırılması hukuki açıdan risk taşımaktadır.
Banka Hesabının Kiralanması Neden Sakıncalıdır?
- Suç Gelirlerinin Aklanması:
Hesap kiralayan kişi, hesabı suça konu para transferlerinde aracı olarak kullandırabilir.
- Dolandırıcılık ve Diğer Mali Suçlar:
Hesap üzerinden yasa dışı işlemler gerçekleştirilebilir.
- Hesap Sahibinin Hukuki Sorumluluğu:
Hesabı kiralayan gerçek kişi, yasa dışı işlemlerden dolayı soruşturma ve kovuşturma riski ile karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle, banka hesaplarının kiralanması bankalar tarafından genellikle yasaklanmakta ve suç unsuru teşkil edebilmektedir.
Suç İşleme Kastı ve Cezai Sorumluluk
Türk Ceza Hukuku’nda, ceza sorumluluğunun temel unsurlarından biri kasttır. Kast, failin bir suçu bilerek ve isteyerek işlemesidir. Başka bir deyişle, kişinin işlediği fiilin hukuka aykırı ve suç teşkil ettiğini bilmesi ve bu fiilin sonuçlarının ortaya çıkmasını istemesi ya da en azından sonuçların ortaya çıkmasına razı olmasıdır.
Kastın Unsurları Nelerdir?
Kast; fiilin sadece bilinmesi değil, aynı zamanda o fiilin sonucunun da öngörülüp kabul edilmesi anlamına gelir. Bir kişinin kastı vardır diyebilmek için üç temel unsur aranır:
- Bilme: Fail, yaptığı davranışın suç olduğunu ve hukuka aykırı olduğunu bilir. Örneğin, bir kimse başkasının malına izinsiz girmenin suç olduğunu bilir.
- Öngörme: Fail, fiilin sonucunu yani suçun ortaya çıkaracağı zararı veya tehlikeyi önceden tahmin eder. Örneğin, bir kişiyi yaralamak için hareket ettiğinde, yaralanmanın sonucunu önceden öngörür.
- İstemek: Fail, suçun meydana gelmesini ister veya en azından bu sonucu kabullenir. Yani, sonuç ortaya çıktığında fail bunu arzu etmiş ya da en azından “böyle olması bana zarar vermez” demiştir.
Kast Türleri Nelerdir?
Türk Ceza Hukuku’nda kast, farklı şekillerde ortaya çıkabilir:
- Doğrudan Kast: Fail, suçun sonucunu kesin olarak bilmekte ve istemektedir. Örneğin, bir kişiye zarar vermek amacıyla hareket eder.
- Olası Kast: Fail, suçun ortaya çıkma olasılığını bilir ancak buna rağmen hareket eder. Yani sonucu istemez ama sonucuna razıdır. Örneğin, aracını hızlı sürerken yayaya çarpma ihtimalini bilir ama buna rağmen hız yapmaya devam eder.
Kast ve Cezai Sorumluluk İlişkisi
Ceza sorumluluğu, failin suçu işlemeye yönelik kastı veya belirli durumlarda taksiri (kusur) olmasıyla doğar. Ancak kast, cezai sorumluluğun en temel unsurudur ve çoğu suçta kast aranır. Kast varsa, fail doğrudan cezaya tabi tutulur. Eğer kişi kastsız olarak suç işlemişse, taksirli suç söz konusu olur. Taksirli suçların cezaları genellikle daha hafiftir.
Kastın Ceza Hukukundaki Önemi
1. Kast, Suçun Temel Unsurudur.
Ceza hukukunda birçok suçun oluşabilmesi için failin kastla hareket etmesi gerekir. Kast, failin suçu bilerek ve isteyerek işlemesi anlamına gelir. Kast olmadan, çoğu durumda kişi cezalandırılamaz.
2. Kast, Ceza Miktarını Doğrudan Etkiler.
Kast ile taksir arasındaki fark, uygulanacak cezanın belirlenmesinde kritik rol oynar. Kastla işlenen suçlarda verilen cezalar, taksirle işlenen suçlara kıyasla daha ağırdır.
3. Kast, Cezai Sorumluluğun Sınırlarını Belirler.
Failin kastı olup olmaması, cezai sorumluluğun kapsamını doğrudan etkiler. Kastın varlığı, suçun niteliğini ve verilecek cezanın derecesini belirlemede temel unsurdur.
Banka Hesabını Kullandırma ve Kastın Yokluğu: Emsal Yargıtay Kararı
Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2024/24160 E., 2025/3482 K. sayılı ilamına göre; Harçlığını çıkarmak için banka hesabını komisyon karşılığı kiralayan, suç işleme kastı olmayan öğrenci sanığın beraatine karar verilmesi gerekir.
Açıklanan hususlar ışığında, Yargıtay Ceza Dairesi’nin verdiği emsal bir kararda, sanığın banka hesabını başkalarına kullandırması fiili, kast unsuru açısından değerlendirilmiştir.
Olayda, sanığın yalnızca maddi sıkıntılarını gidermek ve harçlık temin etmek amacıyla banka hesabını üçüncü kişilere kullandırdığı tespit edilmiştir. Ancak dosyada, bu eylemin suça konu bir işlemde kullanılmak üzere bilerek veya isteyerek gerçekleştirildiğine dair herhangi bir somut delil yer almamaktadır.
Yargıtay, sanığın eyleminin suça iştirak kastı taşımadığını açıkça belirtmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun 158. maddesi uyarınca düzenlenen nitelikli dolandırıcılık suçunun sadece kasten işlenebilecek bir suç olduğuna dikkat çekilerek, kast unsuru bulunmayan durumlarda ceza sorumluluğunun doğmayacağı vurgulanmıştır.
Kararda ayrıca, sanığın yalnızca ekonomik gerekçelerle ve suç teşkil ettiğini bilmeden banka hesabını kullandırdığı, bu nedenle mağdurları aldatmaya yönelik doğrudan ya da dolaylı herhangi bir fiilinin bulunmadığı ifade edilmiştir.
Sonuç olarak Yargıtay, sanığın kastının bulunmadığı, dolayısıyla suçun manevi unsurunun gerçekleşmediği gerekçesiyle, eylemin suç oluşturmadığına ve sanığın beraatine karar verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Banka hesabınızı başkalarına kullandırma konusunda hukuki riskleri ve sorumluluklarınızı net bir şekilde anlamak, olası mağduriyetlerin önüne geçmek için önemlidir. Bu konuda profesyonel destek almak ve kişisel durumunuza özel hukuki danışmanlık hizmeti edinmek için online hukuki danışmanlık platformumuz üzerinden uzman avukatlarımızla iletişime geçebilirsiniz. Böylece, haklarınızı koruyabilir ve bilinçli adımlar atabilirsiniz.
İlgili Makaleler:
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ByLock Kararı
Anayasa Mahkemesi Basit Yargılama Usulü İptal Kararı
Uluslararası Ceza Hukuku Açısından İsrail-Filistin Savaşı
Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali
Uzlaşma Sonrası Tazminat Davası Açılamaması İptal Kararı
Etkin Soruşturma ve Yaşam Hakkı
HAGB Uygulamasını İptal Eden AYM Kararı
Örgüt Üyesi Olmaksızın Örgüt Adına Suç İşleme: İptal Kararı
Hücre Kararı: AİHM İlerde ve Diğerleri/Türkiye Kararı
Gözaltı ve Gözaltından Doğan Hususlar
Yakalama ve Yakalamadan Doğan Hususlar
Ses Kaydı Delil Olarak Kullanılabilir mi?