Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, temel felsefesi Mustafa Kemal Atatürk liderliğinde oluşturulmuştur. Bu bağlamda; bu felsefede kadın-erkek eşitliğini, siyaset dahil her alanda öngörmüştür. Böylece; Mustafa Kemal Atatürk ve onun öncülüğündeki irade, kadın-erkek eşitliği için çeşitli yasal düzenlemeler yapmıştır. Bunun sonucunda, 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu kabul edilmiştir. Böylece; kadınlara seçim hakkı tanıyan önemli yasal düzenlemelerden biri, hayata geçmiştir. Daha sonra; TBMM çeşitli yasal düzenlemeler, yapmıştır. Böylece; kadınlar diğer seçim haklarını 5 Aralık 1934’te, Anayasa ve Seçim Kanunu’ndaki değişikliklerle kazanmıştır. Bu sebeple; bu yazımızda kadınlara belediye seçimlerinde seçim hakkı tanınması, konusunu inceleyeceğiz.
Türk Kadınını İlk Siyasi Seçim Deneyimine Götüren Sürecin Arka Planında Neler Var?
Türk kadının seçim hakkı kazanım süreci; Osmanlı döneminde başlayıp Cumhuriyet döneminde, devam etmiştir. Bu sebeple; süreci 2 dönem bölerek incelemek, gerekmekledir.
Osmanlı Dönemi
Osmanlı’da Tanzimat Dönemi’nde başlayan kadın hakları mücadelesi, Cumhuriyet’e kadar çeşitli aşamalardan geçmiştir. Bu bağlamda; eğitim ve toplumda eşitlik talepleri, basın yoluyla dile getirilmiş. II. Meşrutiyet döneminde ise, mecliste de konu gündeme gelmiştir.
Cumhuriyet Dönemi
1926 yılından itibaren, bazı sivil toplum kuruluşları bu alanda aktif çalışmalar yürütmüştür. Bu bağlamda, Türk Kadın Birliği ve Türk Ocakları gibi sivil toplum kuruluşları yer almaktadır. Örneğin, 1926 yılında, kadınlara seçim hakkı verilmesi gerektiği düşüncesi Türk Ocakları’nda yapılan toplantılarda dile getirilmiştir.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Meclisteki Tartışmalar Nelerdir?
Meclis oturumunda, kadınlara seçim hakkı verilmesine ilişkin yapılan tartışmalarda bazı isimler ön plana çıkmıştır. Bu anlamda, Dahiliye Vekili Şükrü Kaya ve Kars Milletvekili Ahmet Ağaoğlu’nun görüşleri önemlidir.
Dahiliye Vekili Şükrü Kaya, meclis oturumundaki görüşlerinde şu hususları belirtmiştir:
- Bu hakkın Türk kadınının eşit şartlarda belediye işlerinde yer almasını sağladığını,
- Türk kadınının tarih boyunca erkeklerle birlikte millet ve vatan işlerinde büyük fedakarlık gösterdiğini,
- Cumhuriyet’in bir eseri olan Türk kadının ev işlerinde olduğu gibi belediye işlerinde de etkili olacağını,
Diğer taraftan, Kars Milletvekili Ahmet Ağaoğlu ise kadınlara verilen seçim hakkından duyduğu memnuniyeti dile getirmiştir. Ayrıca, kadınların serbest ve müstakil Türk anası olmalarını desteklediğini belirtmiştir. Diğer taraftan, şu hususları da vurgulamıştır:
- Kadınların belediye seçimlerine katılımının, temsil hakkının daha geniş bir kesime yayılmasını sağlayacağını,
- Cumhuriyet anlayışı gereği bu hakların verilmesinin doğru olduğunu,
Türk Kadının İlk Siyasi Seçim Deneyimi Nasıl Oldu?
1930 yılındaki Belediye Seçimlerinde kadınlar siyasi haklarını ilk kez kullanma fırsatını elde etti. Böylece; birçok kadın şehir meclislerine girmeyi başardı. Bu bağlamda, öne çıkan isimler arasında şu hanımlar yer almaktadır:
- Hasane Nalan Hanım (İzmir Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Benal Nevzat Hanım (İzmir Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Rana Sani Yaver Hanım (Eminönü/İstanbul Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Seniye İsmail Hanım (Beykoz/İstanbul Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Ayşe Remzi Hanım (Beyoğlu/İstanbul Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Nakiye Hanım (Beyoğlu/İstanbul Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
- Latife Bekir Hanım (Beyoğlu/İstanbul Cumhuriyet Halk Fırkası adayı)
Bu seçimler, Türk kadınlarının şu isteklerinin bir göstergesi olarak tarihe geçti:
- siyasi sahada yer alma
- Etkili bir şekilde temsil edilme
Türkiye’nin İlk Kadın Belediye Başkanları Kimlerdir?
1930’larda yapılan belediye seçimlerinde, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde kadınlar siyasette önemli adımlar attılar. Böylece, Türkiye’nin ilk kadın belde belediye başkanı olan Sadiye Hanım (Kılıçkaya Beldesi Başkanı) seçildi. Böylece, Sadiye Hanım ise, bu görevi 2 yıl boyunca başarıyla sürdürdü.
Ancak, Türkiye’nin ilk kadın il belediye başkanı unvanı, çok partili siyasi yaşama geçildikten sonra kazanıldı. Bu unvanı ise, 3 Eylül 1950’de yapılan yerel seçimlerde Mersin Belediye Meclisine seçilen Müfide İlhan kazandı. Böylece, bu kadınlar Türkiye’nin siyasi tarihinde kadınların gücünü ve etkisini simgeleyen önemli bir iz bıraktılar.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesini Nasıl Değerlendirildi?
Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesi, ülkenin dört bir yanında coşkuyla karşılanmıştır. O dönem de; kadınlar belediye seçimlerine katılma hakkı verilmesini, farklı kişilerce farklı şekillerde değerlendirmiştir Bu doğrultuda; kadınların seçimlere katılmasına ilişkin düzenlemeyi destekleyenler olduğu gibi desteklemeyenler de olmuştur. Hatta; o dönemde Vakit gazetesinin düzenlediği ankette, kadınların belediye işlerinde söz sahibi olmaları ile ilgili çeşitli görüşler alınmıştır. Ankete katılan çoğu kimseler, olumlu bakış açısına sahipken; bazıları ise olumsuz düşüncelerini dile getirmiştir. Örneğin; Hüseyin Rahmi Bey, kadınların meslek sahibi olmalarını eleştirmiştir. Ayrıca; doktor Kadir Raşit Paşa, kadının aile içindeki rolünün önemine vurgu yapmıştır. Ancak bazı kişiler, kadın ve erkek ayrımının doğru olmadığını savunmuşlardır. Avukat İclal Hanım, insanların fikirlerini cinsiyetlerine göre değerlendirmenin yanlış olduğunu belirtirken, Ermeni kadınlarından Hayganuş Mark, Türk kadınının kazandığı hakları önemle vurgulamıştır.
Afet İnan’ın Kadınların Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Görüşü Nedir?
Afet İnan bir konuşmasında; kadınlara bu hakkın verilmesinin, milli hakimiyetin ifadesi olduğunu vurgulamıştır. (3 Nisan 1930, Ankara Türk Ocakları Merkezi) Ayrıca; bu hak ile her vatandaşın reyini kullanmasının milli halkçılık prensibinin pratikte uygulanması sağladığını da belirtmiştir.
Yunus Nadi Abalıoğlu’nun Kadınların Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Görüşü Nedir?
Yunus Nadi Bey ise, kadınlara verilen bu hakla Türk toplumunun maddi ve manevi olarak büyük bir adım attığını belirtmiştir. Ayrıca; bu durumun toplumu yükselttiğini, ifade etmiştir. Ancak; bu süreçte, kadınların siyasi hayata atılmasıyla kadınlık vasıflarını kaybedecekleri endişesi de dile getirilmiştir. Bu eleştirilere yanıt veren Efzayiş Suat Hanım, kadınların memleketin yarısını oluşturduğunu ve hizmetin hakkıyla yerine getirilmesi için haklarını kullanacaklarını belirtmiştir.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Kutlamalar
Kadınlar, siyasi hakları kazanmanın mutluluğunu söylemleriyle olduğu kadar Atatürk’e ve TBMM’ye çektikleri teşekkür telgraflarıyla da göstermeye çalıştılar. Büyük şehirlerde halkevlerinde yapılan toplantılarda kadınlar, bu haklarını kazanmanın sevincini paylaştılar. Yurdun dört bir tarafında adeta bir bayram havası yaşandı.
Türk Kadın Birliği’nin Mitingleri
1930 ve 1933 yıllarında İstanbul’da Kadın Birliği önderliğinde 2 büyük miting düzenlendi. Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesi, İstanbul’da büyük bir coşkuyla kutlandı. Kadın Birliği, Darülfünun talebeleri ve kız mekteplerinin katılımıyla oluşturulan bir alay, Taksim’deki Gazi Abidesi önünde toplandı ve burada çeşitli konuşmalar gerçekleştirildi. Ayrıca, Kutlamalar, sadece bu etkinliklerle sınırlı kalmadı.
Kadın Birliği, 11 Nisan 1930 Cuma günü yapılacak olan mitinge Türk kadınlarını davet etti ve planlamaya göre miting, Sultan Ahmet Meydanı’nda başlayıp Taksim’de sona erdi. Sultan Ahmet Meydanı’nda toplanan kalabalığın önünde Kadın Birliği Reisi Latife Bekir Hanım, duygusal bir konuşma yaparak tarihi anları hatırlattı ve Türk kadınının kazandığı zaferi vurguladı. Ardından, alay “Yaşasın Kadınlar” sloganıyla tramvay yolunu takiben Taksim’e gelip burada Gazi Abidesi’ne çelenk koydu. Saime Faik ve Mediha Fazlı Hanımlar da burada konuşma yaparak, Türk kadınının elde ettiği şerefi ve zaferi kutladılar.
Kutlamalara Yönelik Eleştiriler
1930 yılında gerçekleştirilen mitingin daha çok erkeklerin katılımıyla gerçekleşmesi, Kadın Birliği’nin memnuniyetsizliğine sebep oldu. Bu durum, Ankara ve İstanbul Hanımları tarafından da eleştirildi. Ancak, Kadın Birliği Reisi Latife Bekir ve Saime Hanım, gazetecilerin eleştirilerine karşılık olarak, mitingin dürüst bir şekilde yapıldığını ve daha iyisini yapma isteklerinin olduğunu belirttiler.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesiyle Gerçekleşen Diğer Gelişmeler Nelerdir?
Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkının verilmesiyle birlikte, Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) Müfettişi Hakkı Şinasi Paşa başkanlığında önemli bir toplantı gerçekleştirilmiştir. Paşa, kadınların partiye katılması gerektiği konusunda talimat vermiş ve kadınların partiye erkekler gibi katılacağını belirtmiştir. Bu doğrultuda, kadınlar mensup oldukları ocaklara başvuracak ve kendilerini iki aza olarak fırkaya sunacaklardır. Ayrıca, bu azaların aynı ocakta olması gerekmemektedir. Türkiye’deki siyasi partilere ilk kadın üye olarak kayıt yapan kişi Afet İnandır. İstanbul’da kadınların partiye kayıt işlemi 7 Nisan 1930 tarihinde başlamıştır ve ilk kayıt yapan kişi, Hakkı Şinasi Paşa’nın eşi Resmiye Hakkı Şinasi Hanım olmuştur. İzmir’de ise, Benal Nevzat Hanım partiye ilk kaydını yaptıran kadın olarak öne çıkmıştır. Bu gelişmeler, Türk siyasi hayatında kadınların daha etkin bir rol üstlenmeye başladığını göstermektedir.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Etkin Katılmamasına İlişkin Eleştiriler ve Öneriler
Kadınlara belediye seçimlerine katılma hakkı tanındığından bu yana 94 yıl geçmesine rağmen, ülkemizde hala “temsilde eşitlik” sağlanamamıştır. Kadınlar, siyasette yeterince aktif rol alamadıkları gibi, karar alma süreçlerinde de yeterli temsil edilmemektedirler. Ülkemizin nüfusunun yarısı kadınlardan oluşmasına rağmen, Meclis, belediyeler ve muhtarlık seçimlerinde eşit temsil sağlanamamaktadır. Son yerel seçimlerde 81 ilin sadece 11’inde kadın belediye başkanları seçilmiştir, bu da eşit temsilin gerçekleşmediğini göstermektedir. 3 Nisan 1930’da belediye seçimlerinde kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanıyan Belediye Kanunu’nun kabul edilmesi önemli bir adım olmuş olsa da, daha fazla adımlar atılması gerekmektedir. Nüfusun yarısını oluşturan kadınların siyasete katılım oranının hala düşük olması kabul edilemez bir durumdur.
Eleştiriler
Bu durum, şu hususlarla ilişkilendirilmektedir:
- Siyasete eşit katılımı sağlayacak ekonomik ve sosyal politikaların uygulanmaması
- Gerekli düzenlemelerin yapılmaması
- Kadınlar, aktif siyasete katılamamaları
- Kadınların aday olduklarında da seçilme şansı çok zor olan yerlerden aday gösterilmeleri
Öneriler
Bu durumu gidermek için yetkililer şunları yapabilir:
- Kadınların aktif siyasete katılımlarını engelleyen sosyal ve ekonomik politikaların bir an önce değiştirilmesi
- Eşit temsil haklarını kullanmalarını sağlayacak yasal düzenlemelerin yapılması
- Kadının aktif siyasete katılımını teşvik edecek politikaların üretilmesi
- Eşit temsilini sağlayacak mücadelenin sürdürülmesi gerekmektedir.
Kadınların Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Görüşler
Türk kadınına verilen bu hakların zamanlamasına ilişkin farklı görüşler ileri sürülmüştür. Bu görüşleri genel olarak 3 başlık altında toplayabiliriz:
Demokraside İlerleme Görüşü
Bu görüşe göre, kadınlara verilen haklar, Almanya’da tek parti diktatoryasına dönüşen siyasi duruma karşı bir tepki olarak değerlendirilmiştir. Türkiye, bu hakları vererek, demokrasinin güçlenmesine ve gelişmesine yönelik adımlar attığını göstermeyi amaçlamıştır. Böylece, Türkiye’nin demokrasi yolunda ilerlediğine dair uluslararası bir kanıt sunulmak istenmiştir.
Kemalist Reformların Sürekliliği Görüşü
Bu görüşe göre; kadınlara verilen bu haklar, Kemalist reformların bir parçası olarak görülmektedir. Bu haklar, Atatürk’ün modernleşme ve toplumsal ilerleme hedeflerinin bir devamı niteliğindedir. Dolayısıyla, bu hakların tanınması, Kemalist ilkelerin ve reformların sürekliliğini sağlamak amacıyla gerçekleştirilmiştir.
Kadınların Ulusal Siyasete Entegrasyonu Görüşü
Bu görüşe göre; kadınlara verilen bu haklar, parti ve devletin bütünleşmesi çerçevesinde değerlendirilmektedir. Bu anlayışa göre, kadın nüfusunun ulusal siyasete aktif olarak dahil edilmesi hedeflenmiştir. Bu haklar, kadınların siyaset sahnesine katılımını teşvik ederek, toplumsal ve siyasi yapının güçlendirilmesini amaçlamaktadır.
Kadınlara Belediye Seçimlerine Katılma Hakkı Verilmesine İlişkin Değerlendirme
Basında yer alan yazı ve haberlerde bu hakların veriliş nedeninden ziyade Türk kadınlığı için önemine vurgu yapılmıştır. Ayrıca, diğer ülkelerdeki kadınlara siyasi hakların veriliş süreci ile karşılaştırma yapılarak Türk kadınının söz konusu hakları çok kısa zaman içinde almış olduğuna işaret edilmiş ve daha ziyade Türk kadınının bundan duyduğu memnuniyete değinilmiştir. Kazanılan siyasi haklar üzerine Türk kadını büyük sevinç yaşamıştır. Tüm bu gelişmeler aslında Türk kadınının, verilen hakları fazlasıyla sahiplendiğini göstermesi açısından önemlidir.
Ne var ki, Türkiye adına çok önemli olan bu tarihi gelişme aynı heyecan ve başarı ile günümüze dek sürdürülememiştir. Oysaki Türkiye’de kadınlara seçme ve seçilme hakkı verildiği tarihte, henüz pek çok dünya devletindeki kadınların bu haklara sahip olmadığı bilinmektedir. Bu nedenle Türkiye’de kadının siyasete katılımı noktasında günümüzdeki beklentilerin yüksek olması çok şaşırtıcı olmasa gerektir.
İlgili Makaleler:
Cumhuriyetin İlanı ve Hukuki Kazanımları
10 Kasım ve Hukuk Vizyonu Açısından Atatürk