Karabük Avukat
Dezenformasyon

Dezenformasyon Nedir?

Dezenformasyon, yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi; bilgi çarpıtma anlamına gelir. Gelişen teknoloji sayesinde, sosyal medya kullanımı her geçen gün artmakta ve insanlar aracısız olarak doğrudan sosyal medyada paylaşımda bulunabilmektedir. Bu kadar kolay paylaşım yapılabilirken insanı küçük düşürücü, yanıltıcı bilgilerin de yayılabileceği durumunu unutmamak gerekir. Sosyal medyada düşünülmeden ve doğru bir kaynağa dayanmadan paylaşılan bilgiler hızla yayılıyor. Bu paylaşımı gören insanlar doğrudan gördüklerine inanmakta ve hatta diğer insanlara da aktarmaktadırlar. Dolayısıyla bilgi kirliliği oluşmaktadır. Dünya üzerinde sosyal medya yoluyla var olan siyasi ve terör olaylarının, kamu düzenini olumsuz şekilde etkilediği açıktır. Dezenformasyon özellikle salgın dönemlerinde, doğal afet durumlarında, salgın hastalıkla mücadele zamanlarında artmaktadır.

 

Dezenformasyon Yasası

Kamuoyunda “Dezenformasyon Yasası” olarak bilinen 7418 sayılı Basın Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, 18 Ekim 2022 tarih ve 31987 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Türk Ceza Kanunu madde 217’ye göre sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır. Fail, suçu gerçek kimliğini gizleyerek veya bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlemesi hâlinde, birinci fıkraya göre verilen ceza yarı oranında artırılır.

 

Dezenformasyon Çeşitleri

Hükümetlerin kendi teşkilatlarınca dezenformasyon üretmeleri, askeri ve güvenlik amacıyla yaygındır. Doğru bir kaynağa dayanmayan yanıltıcı bilgi üretmenin; içerideki ve dışarıdaki siyasi güçlere üstü kapalı mesaj vermek, onları caydırmaya çalışmak, iktidarın kendini koruma isteği gibi siyasi nedenleri olabilir. Az önce söylediğimiz gibi bunun sebebi güvenlik koruması da olabilir. Profesyonel kişilerin ustalıkla kurguladığı dezenformasyon girişimleri gün geçtikçe daha fazla görülmeye başlanmıştır. Haber siteleri, sosyal platformlar yanlış bilginin sızdırılması için kullanılan en yaygın platformlardır.

 

Türkiye’de Dezenformasyon Ortamı

Maalesef ki birçok ülkede olduğu gibi ülkemizde de en küçük toplumsal olaylar ve olgular kamuoyunu yönlendirmek maksadıyla yanlış yönlendirilerek sunuluyor  ve iletişim aşamaları olumsuz etkileniyor. Doğru bir kaynağa dayanmayan içeriklerle dolu haberler çok uzun zamandan beri sosyal medya platformları üzerinden paylaşıma açılıyor. Bu durum ise toplumda haberlerin sağlıklı bir şekilde tartışılmasını engelliyor. Büyüyen yanlış haberler dalgası, toplumumuzdaki güncel olayların saptırılması kamuoyunu derinden etkilemektedir. 2018 yılında Reuters Enstitüsü tarafından yapılan araştırmaya göre, araştırmada bulunan insanların %49’unun  uydurma haberlere maruz kaldığı anlaşılmıştır. Katılan birçok ülkeden en fazla yüzdenin Türkiye’ye ait olduğu sonucu çıkarılmıştır.

 

7418 Sayılı Yasa ile Getirilen Düzenlemeler

18.10.2022 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğü giren 7418 sayılı Kanun ile yeni düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler; basın mensupları, internet haber siteleri ve sosyal medya platformlarına ilişkindir. Eklemek gerekirse, bu kanun Türk Ceza Kanunu’nda yeni bir suç tipi ortaya çıkarmıştır. Kanunla getirilen yenilik ve değişikleri inceleyelim;

Kanunun 29. maddesiyle, Türk Ceza Kanunu’na madde 217/A hükmü eklenerek “Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” adıyla yeni bir suç tipi ihdas edilmiştir. Bu suça ilişkin cezaların temyizi mümkündür. Kanımızca, düzenlemede geçen “alenen yayan” ifadesi sosyal medya kullanıcıları için tutuklu yargılamalara zemin hazırlamaktadır. Ve yine fikrimizce; düzenlemede yer alan gerçeğe aykırı ibaresi, gerçeğe aykırılığın ne şekilde ve hangi ölçütlerle belirleneceği bakımından kafada soru işareti bırakmıştır.

 

Sosyal Medya Platformları Bakımından Getirilen Düzenlemeler

Basın kanunu getirdiği sosyal ağ sağlayıcılarına temsilci bulundurma zorunluluğuna ek olarak yeni bir düzenlemeyle bulunan temsilcinin gerçek kişi olması halinde;

  • Türkiye’de bulunması
  • Türk vatandaşı olması

Temsilci tüzel kişi ise;

  • Türkiye’de şube bulundurma zorunluluğu şartlarını getirmiştir.

Türkiye’de temsilcisi bulunan sosyal ağ sağlayıcıları, kanunda belirtilen ve suç oluşturan durumlarla ilgili internet içerikleri oluşturan ve yayanlara ulaşabilmek için gereken bilgileri adli mercilere iletmek zorundadır. Eklemek  gerekirse; ilgili merciden bir talep olmasa bile, sosyal ağ sağlayıcısının, kişilerin can ve mal güvenliğini tehlikeye sokan içerikleri öğrenmesi halinde ilgili içerik ve içerik sahibi hakkındaki bilgileri yetkili kolluk birimleriyle paylaşmak zorunda tutulmuştur.

 

Basın Mensupları ve İnternet Haber Siteleri İçin Getirilen Düzenlemeler

Öncellikle belirtmek gerekirse, bu kanun ile internet haber siteleri için geniş düzenlemeler getirilmiştir. Bu kanunla getirilen düzenlemelerden sonra, internet haber siteleri sayfalarında adres ve unvan bilgileri ulaşılabilir bir şekilde bulundurulması zorunludur. Ayrıca, yeni gelen düzenleme ile internet haber sitelerinde görev alanların da basın kartı alabileceği düzenlenmiştir.

Kanunun 7. maddesi “İnternet haber sitelerinde ise zarar gören kişinin düzeltme ve cevap yazısını; sorumlu müdür, hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, yazıyı aldığı tarihten itibaren en geç bir gün içinde, ilgili yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, URL bağlantısı sağlanmak suretiyle, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır. Yayın hakkında verilen erişimin engellenmesi ve/veya içeriğin çıkarılması kararının uygulanması ya da internet haber sitesi tarafından içeriğin kendiliğinden çıkarılması durumunda, düzeltme ve cevap metni ilgili yayının yapıldığı internet haber sitesinde ilk yirmi dört saati ana sayfada olmak üzere bir hafta süreyle yayımlanır.” şeklindedir.

Kanunun 9. maddesine göre ise internet sitelerindeki haberler için yayımlandığı tarih değil suç ihbarı yapıldığı tarihten itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlayacaktır. Dolayısıyla internet ortamında yer alan herhangi bir haber eski tarihli olsa bile suç ihbarının yapıldığı tarih itibarıyla 4 aylık dava açma süresi başlayacaktır.

 

Basın Kanunu ile İlgili Emsal Yargıtay Kararı

Yargıtay 4. HD., 2013/1407 sayılı kararı; ” Basın özgürlüğü ve bu özgürlüğün getirdiği ayrıcalıklar sınırsız olmayıp basın özgürlüğünün özel hukuk alanındaki sınırı, kişilik haklarının korunmasıdır. Basının sorumlu tutulabilmesi için; yayının kişilik haklarını zedelemesi, bu zedelemenin manevi bir zarar doğurması, kişilik haklarına saldırı ile gerçekleşen zarar arasında uygun nedensellik bağı bulunması, kişilik haklarına saldırının hukuka aykırı olması ve hukuka aykırılığı ortadan kaldıran hukuka uygunluk nedenlerinin bulunması gerekir. Haberde bahsi geçen MTA tarafından hazırlanmış fay hatlarının güzergahına ilişkin bir raporun bulunduğu, bu rapordan sonra farklı görüşler içeren raporların da hazırlandığı, bu haliyle haberin görünür gerçeğe uygun olup kamunun genel sağlık ve yararını ilgilendirdiği ve 1999 depreminden sonra yaşanan can ve mal kaybının büyüklüğü gözetildiğinde bu yöredeki fay hatlarının aktif veya pasif olup olmadıkları ile ilgili farklı görüşlerin tümünden kamuoyunun haberdar edilmesi basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmelidir. Temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.” şeklindedir.

 

Bu makalede emeği geçen Hukuk Fakültesi öğrencileri Berna ÇAMLI ve Habibe Nur AKTAR’a teşekkür ederiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir