Anayasa Mahkemesi, 22.06.2023 tarihinde verdiği karar ile CMK’da düzenlenen basit yargılama usulünde itiraza ilişkin 252/2, 3, 4, 5 ve 6 hükümlerini iptal etti. Böylece, iptal kararı ile basit yargılamaya itiraz usulünde değişiklikler oldu.
AYM Basit Yargılama Usulüne İlişkin Hangi Hükümler İptal Etti?
Anayasa Mahkemesinin ilgili kararı ile, Ceza Muhakemesi Kanunun basit yargılama usulünde itiraz hükmünün birinci fıkrası hariç tüm fıkraları iptal etti. İptal edilen fıkralar sırasıyla aşağıdaki gibidir:
Tarafların Yokluğunda Duruşma Yapılması ve Hüküm Verilmesi (CMK m. 252/2)
Bir kişi mahkemenin kararına itiraz ederse, mahkeme tekrar duruşma açar ve normal yargılama süreci devam eder. Duruşmaya taraflar gelmese bile, mahkeme ilgili hükme göre karar verebilir. Yetkililer, tarafların davetlerinde bu durum belirtir. Duruşmadan önce itiraz geri çekilirse, duruşma yapılmaz ve itiraz hiç yapılmamış gibi kabul edilir.
“İtiraz üzerine hükmü veren mahkemece duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır. Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz edilmemiş sayılır.”
İndirimin Korunması (CMK m. 252/3)
Mahkeme, sanığın itirazı üzerine ikinci kez hüküm verirken, ilk duruşmada basit yargılama usulüyle verdiği hükme bağlı değildir. Yani ilk duruşmada verilen indirimli ceza, ikinci duruşmada geçerli olmayabilir. Ancak, itiraz sanık dışındaki kişiler tarafından yapılıyorsa (örneğin mağdur veya savcı), ilk duruşmada sanığa yapılan indirim korunur.
“Mahkeme, ikinci fıkra uyarınca hüküm verirken, 251 inci madde kapsamında basit yargılama usulüne göre verdiği hükümle bağlı değildir. Ancak, itirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapıldığı hâllerde 251 inci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca yapılan indirim korunur.”
Diğer Sanıklar Lehine İtiraz (CMK m. 252/4)
Bir sanık itiraz ederse ve mahkeme sanık lehine bir karar verirse, bu kararın diğer sanıklara da uygulanma ihtimali vardır.
“İtiraz üzerine verilen hükmün sanık lehine olması hâlinde, bu hususların itiraz etmemiş olan diğer sanıklara da uygulanma olanağı varsa bu sanıklar da itiraz etmiş gibi verilen kararlardan yararlanır.”
Kanun Yolu (CMK m. 252/5)
Mahkeme ikinci kez hüküm verirse ve bu hükümden memnun kişi değilse normal yasal yollarla itiraz edebilir.
“İkinci fıkra uyarınca verilen hükümlere karşı genel hükümlere göre kanun yoluna başvurulabilir.”
İtirazı İnceleyen Merci (CMK m. 252/6)
İtiraz süresinde yapılmamışsa veya itiraz eden yetkili değilse, dosya yetkili mercie gönderilir. Yetkili merci, itirazı inceleyip kararı mahkemeye gönderir.
“Birinci fıkradaki itirazın, süresinde yapılmadığı veya kanun yoluna başvuru hakkı bulunmayan tarafından yapıldığı mahkemesince değerlendirildiğinde dosya, 268 inci maddenin ikinci fıkrası uyarınca itirazı incelemeye yetkili olan mercie gönderilir. Mercii bu sebepler yönünden incelemesini yapar ve kararını gereği için mahkemesine gönderir.”
Hangi Hükümler Hangi Gerekçelerle İptal Edildi?
AYM, CMK m. 252/ 2, 3, 4, 5 ve 6 hükümlerini Anayasa’ya aykırılık gerekçesiyle iptal etti. Bu bağlamda; Anayasa aykırılığın gerekçesini Anayasa hükümleri şunlardır:
- Hukuk Devleti İlkesi (Anayasa m. 2)
- Yargı Yetkisi İhlali (Anayasa m. 9)
- Hak Arama Hürriyeti İhlali (Anayasa m. 36)
- Mahkemelerin Bağımsızlığı İhlali (Anayasa m. 138)
- Hakimlik ve Savcılık Mesleği (Anayasa m. 140)
- Duruşmaların Açık ve Kararların Gerekçeli Olması (Anayasa m. 141)
Tarafların Yokluğunda Duruşma Yapılması ve Hüküm Verilmesi (CMK m. 252/2)
Anayasa’nın 2., 9., 36., 138., 140. ve 141. maddelerine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, tarafların yokluğunda duruşma yapılması ve hüküm verilmesi hükmü iptal edilmiştir.
Hukuk Devleti İlkesi (Anayasa m. 2)
Taraflar gelmese bile duruşma yapılması ve yokluklarında hüküm verilebilmesi hukuk devletin şu anayasal sınırlarını aşan bir takdir yetkisidir:
- Kamu yararının sağlanması amacına yönelik olma,
- Genel, objektif, adil kurallar içerme,
- Hakkaniyet ölçütlerini gözetme,
- Kazanılmış hakları ihlal etmeme,
Bu sebeple, bahse konu madde hukuk devleti ilkesine aykırıdır.
Yargı Yetkisi (Anayasa m. 9)
Türk yargısında, yargı yetkisini Türk milleti adına bağımsız ve tarafsız mahkemeler kullanır. Bu bağlamda; hakimler yargılama yaparken yürütme ve yasama organları dahil her türlü kurum ve kişinin baskısından uzak olmalıdır. Bu sayede, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerini yerine getirebilirler. Böylece, taraflar gelmese bile duruşma yapılması ve yokluklarında hüküm verilebilmesi, yargı yetkisini kısıtlamaktadır.
Hak Arama Hürriyeti (Anayasa m. 36)
Tarafsızlık, davanın çözümünü etkileyecek bir ön yargı, tarafgirlik ve menfaate, davanın tarafları karşısında ve onların leh veya aleyhlerinde bir düşünce veya menfaate sahip olunmamasıdır. Bu sebeple, Türk yargısında mahkemelerinin tarafsız olması da adil yargılanma hakkının bir gereğidir. Ayrıca, mahkemelerin tarafsızlığı ve bağımsızlığının birbirini tamamlayan iki unsurdur. Böylece, taraflar gelmese bile duruşma yapılması ve yokluklarında hüküm verilebilmesi adil yargılama hakkını ihlal etmektedir.
Mahkemelerin Bağımsızlığı (Anayasa m. 138)
Hakimlerin görevlerini her türlü baskı ve etkiden uzak, Anayasa’ya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre yerine getirebilmeleri sağlanarak yargı yetkisini kullanmaları güvenceye kavuşturmalıdır. Böylece, taraflar gelmese bile duruşma yapılması ve yokluklarında hüküm verilebilmesi bu güvenceyi aşmaktadır.
Hakimlik ve Savcılık Mesleği (Anayasa m. 140)
Hakimler, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre görev yapmalıdır. Çünkü, taraflar gelmese bile duruşma yapılması ve yokluklarında hüküm verilebilmesi bu kuralın ihlalini oluştur.
Duruşmaların Açık ve Kararların Gerekçeli Olması (Anayasa m. 141 )
Davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yönünde devletin yükümlülüğü vardır. Bu kural, sanık veya mağdur ya da şikayetçi tarafından basit yargılama usulüne göre verilen kararların itiraz sebeplerine bakılmaksızın her durumda duruşma açılması yargılama yapılmasını gerektirir. Kural, itirazın niteliği gereği duruşma açılmasına gerek bulunmayan hallerde dahi mahkemeye kararı düzeltme imkanı tanır. Ancak, bu durum basit yargılama usulünün temel amacı olan yargılama sürecinin hızlı bir şekilde sonuçlandırmayı olumsuz etkiler. Çünkü, süreci uzatır ve duruşma açarak yargılamaya devam etmeyi zorunlu kılar. Böylece, bu durum yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmasına ilişkin ilkeye aykırıdır.
İndirimin Korunması (CMK m. 252/3), Diğer Sanıklar Lehine İtiraz (CMK m. 252/4), Kanun Yolu (CMK m. 252/5) ve İtirazı İnceleyen Merci (CMK m. 252/6 )
Anayasa’nın 2., 9., 36., 138., 140. ve 141. maddelerine dayanılarak iptal edilen tarafların yokluğunda duruşma yapılması ve hüküm verilmesi (CMK m. 252/2) kuralının iptali ile bu kuralların da uygulanma imkanı kalmamıştır. Bu sebeple, bu kurallar da iptal edilmiştir.
İptalin Sonuçları Neler Olacak?
Söz konusu kuralların iptali ile;
- Basit yargılama usulüne ilişkin yapılan itirazlarda, taraflar gelmediği takdirde duruşma yapılamayacak. Böylece, davetiyede bu hususun yazılması tarafsız gerçekleştirilen duruşmaları ve hükümleri geçerli kılmayacak.
- Bu kuralın iptali ile bu kurala bağlı olan haklar doğmayacak. Yani;
- İtirazın sanık dışındaki kişiler tarafından yapılması halinde, yapılan indirim korunmayacak.
- İtiraz sonucunda verilen kararın sanık lehine olması durumunda, itiraz etmemiş olan diğer sanıklar bu itirazdan yararlanamayacak.
- Süresinde yapılmayan ve kanun yoluna başvurulamayan kararlara yetkili merciler inceleme yapamayacak.
Ne Zaman Uygulanmaya Başlayacak?
Karar, Resmi Gazete’de yayımlanmasından başlayarak 11.07.2024 tarihinde yürürlüğe girecek. (Anayasa m. 153/3)
Anayasa Mahkemesi Basit Yargılama Usulü İptal Kararı Değerlendirmesi
Basit yargılama usulü, yargılamayı hızlandırmak ve yükü azaltmak için getirilmiş bir usuldür. Ancak, bu usulün uygulanmasında bazı sorunlar ortaya çıkmıştır. Örneğin, basit yargılama usulüne göre verilen karara itiraz edildiğinde, aynı hâkimin duruşma yapması ve görüşünü bildirmesi, tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesine aykırı olabilmektedir. Ayrıca, itirazın niteliğine bakılmaksızın duruşma yapılması, yargılama sürecini uzatmakta ve sanığın lehine olan indirimlerin kaybedilmesine yol açabilmektedir.
İlgili Makaleler:
Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB) Kararı
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ByLock Kararı
Uluslararası Ceza Hukuku Açısından İsrail-Filistin Savaşı
Meşru Savunma ve Zorunluluk Hali
Uzlaşma Sonrası Tazminat Davası Açılamaması İptal Kararı
Etkin Soruşturma ve Yaşam Hakkı